Yıllar Sonra Yaylalara Çıkıyorlar

Türkiye’nin gündeminde olan çözüm süreci Doğu ve Güneydoğu’da meyvelerini vermeye başladı.

Yıllar Sonra Yaylalara Çıkıyorlar
Köylüler, terör olaylarının baş göstermeye başladığı 1990’lı yıllardan bu yana uzak kaldıkları dağlara ve yaylalara çıkmaya başladı.

Çözüm sürecinin gündeme gelmesiyle beraber Bitlisli çiftçiler, daha önce terör olayları ve güvenlik dolayısıyla gidemedikleri dağlara ve yayalara çıkmaya başladı.

Huzur içinde Bitlis’teki yaylalara çıkmaya başlayan köylüler, burada kendilerine barınak yapıp günlerce kalmayı ve hayvanlarını otlatmayı planlıyor. Obüs, havan topları ile silah seslerinin yıllardır hiç susmadığı Bitlis’in Sehi Ormanları ve Şeh Çeman Yaylası, son dönemde huzurlu günler yaşıyor. Yaklaşık 30 yıldır güvenlik gerekçesiyle vatandaşların ve yaylalara çıkan köylülerin gidemediği Hizan, Mutki ve Güroymak ilçeleri sınırları içerisindeki Sehi ormanları ile Çeltikli ve Şeh Çeman bölgesindeki yaylalara yıllar sonra giden Bitlisli vatandaşlar, hayvanlarını otlatıp piknik yaptı.

Bir zamanlar silah seslerinin hiç eksik olmadığı yaylanın zirvesine çıkan bazı dar gelirli aileler ise, hayvanlarını otlatırken, burada pancar toplayarak aile bütçelerine de katkıda bulunacaklarını belirtti.

Barut kokusunun yerini çiçek kokusuna bıraktığı Bitlis’teki yaylalarda dolaşmanın sevincini yaşayan vatandaşlar, bugünleri sabırsızlıkla beklediklerini söyledi.

Bitlisin Mutki ilçesine bağlı Ceviz Yatağı köyünde ikamet eden Cüneyt Bahadır, bölgede terör olaylarının baş göstermeye başlamasından sonra bir daha yaylalara çıkamadıklarını, ancak çözüm sürecinin başlamasıyla birlikte gidemedikleri yaylalara çıkmaya başladıklarını söyledi.

Bu süre zarfında hayvanlarının evde ya da köye yakın yerlerde otlatıldığını belirten Bahadır, “Bu da yeterli gelmiyordu. Halbuki bizim buradaki dağlar ve yaylar çok verimli yerlerdir. Burada binlerce küçük büyükbaş hayvan yetiştirebiliriz ama güvenlik dolayısıyla çıkamadığımız için birkaç hayvana tek bakabiliyoruz. Bu da buradaki birçok vatandaşımızın göç etmesine neden oldu. Ancak çözüm sürecinin başlamasından sonra yıllardır çıkamadığımız yaylalarımıza çıkmaya başladık” dedi.

Mirhan Sami ise, çözüm sürecinin en çok kendilerine yaradığını ifade ederek, “Artık eskiden olduğu gibi her tarafa rahat rahat gidip gezebiliyoruz. Hayvanlarımız otlatabiliyoruz. Dağlarımız ovalarımız yıllardır kimsesiz kaldığı için otlar kurumuş ağaçlar budanmadığı için bakımsız kalmış. Halbuki buralar bizim. Biz niye gidemeyelim ki? Hayvanlarımızın bakımını niye burada yapmayalım? Niye eskiden olduğu gibi aylarca yaylarda kalmayalım. Çözüm sürecinin ismi bile yetti. İnşallah güzel bir şekilde sonuçlanır ve bizde köyümüzde ve ülkemizde rahat ederiz” diye konuştu.

“ÇÖZÜM SÜRECİ SONUÇLANIRSA ESKİDEN OLDUĞU GİBİ KÖYLÜ YİNE MİLLETİN EFENDİSİ OLUR”
Mutki’ye bağlı Yanıkçakır köyünde yaşayan Veli Sayın ise, Mutki’nin dağlarına, ovalarına, yaylalarına yıllardır çıkamadıklarını ifade etti.

Çözüm süreciyle beraber yavaş yavaş yıllarca silah seslerinin ve çatışmaların yaşandığı dağlara ve yaylalara çıkmaya başladıklarını anlatan Sayın, “Biz köylü vatandaşlarız. Bizim yaylamız, dağımız olmadan biz hayata tutunamayız. Hayvancılık yapıyoruz. Mecburen yaylalara çıkıyoruz. Eğer çıkmazsak hepimiz göç etmek zorunda kalırız. Çünkü tek geçim kaynağımız hayvancılık. O da olmasa aç kalacağız. Bugüne kadar zor bela tutunduk. Bugün ilk defa yıllarca silah seslerinin yankılandığı Sehi Ormanlarına doğru yola çıktık. Buralar çok güzel. Yıllardır terörden dolayı buraya çıkamamanın üzüntüsünü yaşadık. Bize çözümün ismi yetti. Birde kendisi gerçekleşirse eskiden olduğu gibi köylü yine milletin efendisi olur” şeklinde konuştu.

“DAĞLARDA ÇİÇEKLERİN VE BARIŞIN KOKUSUNU ALIYORUZ”
Hizan ilçesinde bulunan Çeltikli bölgesinde yaşayan vatandaşlardan Mirza Yeğin de önceleri gündüz girilmeyen bu bölgede artık geceleri koyun otlatmak için kaldıklarını anlattı. Yeğin, “Yıllardır özlemini çektiğimiz yaylalarda özlem gideriyoruz. Halaylar çekiyoruz. Güreş yapıyoruz. Gönlümüzce eğleniyoruz. Biz buralardan her derde deva otlar topluyoruz. Hayvanımızı besliyoruz. Temiz havayı soluyoruz. Artık eskisi gibi mermi, top, bomba kokusunu değil, burada yetişen yüzlerce çiçek kokusunu alıyoruz. Biz bu dağlardan barışın, saygının, kardeşliğin, sevginin, birlik ve beraberliğin kokusunu alıyoruz. İnşallah almaya başladık. Başlatılan süreç güzelce sona varır ve hep beraber güzel günlere adım atarız” dedi.

Kaynak: İHA