Zirve Yyınevi’nin 58. Duruşması Sona Erdi

Zirve Yayınevi davasının 58. duruşması sona erdi.

Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki Zirve Yayınevi Davasının 58. duruşmasını ikinci bölümünde de İnönü Üniversitesi Araştırma Görevlisi olan tutuklu sanık Ruhi Abat, savunma yapmaya devam etti. Sanık Ruhi Abat, davanın aynı zamanda sanığı da olan sanık İlker Çınar’a yönlendirme ile ifade verildiğini ileri sürerek, bunu ise hukuk bilenler tarafından yapıldığını iddia etti. Abat, iddianamede kendisi için dinleme yaptığı şeklinde suçlama bulunduğunu belirterek, “Benim dinleme yapmadığımı dağdaki deli ile mezardaki ölü bilir. Ama sayın savcı bilmiyor” dedi.

Kendisi hakkındaki suçlamalardan birisinin de dezenformasyon olduğunu hatırlatan sanık Abat, “Dezenformasyon toplumsal boyutu olan bir şey. Nerede ne söylemişim. İlker Çınar ile görüştükten sonra ne bir konferansım oldu, nede bir makalem yayınlandı. Sadece bu dönemde bir kitabım yayınlandı. O kitabımın da misyonerlikle ilgisi yoktur” ifadelerini kaydetti.

“İhbar mektuplarında geçen ifadeler, İlker Çınar’ın verdiği ifadelerde yer alıyor” diyen sanık Ruhi Abat, ihbar mektubunda Glock marka silah arandığının yer aldığını, bu iddia ile Glock marka silah kullanılan Danıştay saldırısı ve Glock marka silah kullanılan Rahip Santoro cinayeti arasında bir bağ kurulmaya çalışıldığını da ileri sürdü. Abat, İlker Çınar’ın Kontr Espiyonaj eğitimi verildiğini de ileri sürdü. Abat, mahkemede toplam 8 duruşma süresince sürdürdüğü yaklaşık 850 sayfalık savunmasını tamamlayarak, tahliyesini talep etti.

Duruşmaya bir süre ara veren mahkeme heyeti, daha sonra sanık Ruhi Abat’a soruları yöneltti.

Mahkeme Başkanı Hayrettin Kısa, “Malatya Jandarma İstihbaratı size her hangi bir isim altında para ödedi mi?” sorusuna Ruhi Abat, “Hiçbir şekilde 5 kuruş para almadım. Çünkü para alacak bir iş yapmadım” cevabını verdi.

Soru üzerine İnönü Üniversitesi’nde 1993 yılından beri araştırma görevlisi olarak çalıştığını ve doktorasının ise engellendiğini savunan Abat, kendisinin İlahiyat Fakültesi’nde Hadis Kürsüsü’nde görevli olduğunu, ancak doktorasını Kelam Kürsüsü’nde sürdürdüğünü söyledi.

Mahkeme Başkanı “Hadis Kürsüsünde görev yapıyorsun, misyonerlik çalışmasını niye yapıyorsun?” sorusuna Abat, çalışmasını Kelam Kürsü’ndeki doktora çalışmasının bir parçası olduğunu ileri sürerek, “İlahiyat Fakültesi’ndeki akademik kimliğimden dolayı yaptım” dedi.

Soru üzerine sanık Abat, “Sevgi Erenerol’u tanımadığını” söyledi.

Mahkeme Başkanı, “Dosyada Ruhi Abat jandarma istihbaratı ile içli dışlı görünüyor. Bu kadar ilişki nedir?” sorusuna ise Abat, Albay Mehmet Ülger ile cezaevinde aynı koğuşta bulunması nedeniyle samimi olduğunu belirterek, eski rektör Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu döneminde, İlahiyat Fakültesi’nin kapatılmaması için rektör ile görüşmesi için devreye girerek görüştüğünü, bunu da Hilmioğlu’nun o dönem askerleri dinlediği için yaptığını ve Mehmet Ülger’in o dönem İlahiyat Fakültesi’nin kapatılmaması için rektör Hilmioğlu ile görüştüğünü söyledi.

Mahkeme Başkanını dosya kapsamında JİTEM üyesi olmakla da suçlandığını hatırlatması üzerine sanık Ruhi Abat, kendisinin JİTEM’i normal bir vatandaşın bilebileceği kadar duyduğunu söyledi.

Mahkeme Başkanı’nın “İlker Çınar’ı savunmada olumsuz bir şekilde anlattın. İlker Çınar ile neden uzun süre çalıştın?” sorusuna da Abat, “Bilgi almak için çalıştım. İlker Çınar’ı çığırtkanlıklarından vazgeçiren biziz” dedi.

Malatya eski İl Jandarma Komutanı, şube müdürü ve astsubayların terörist olarak suçlandığını savunan Abat, “Jandarma anayasal bir kuruluş. Oraya terörist yerleştirilmişse bundan devlet sorumludur. Üniversitenin güvenliğini de jandarma sağlıyordu. Eğer bunlar teröristse vay halimize” dedi.

Bu arada, duruşma esnasında söz almadan konuşan sanık Varol Bülent Aral, mahkeme başkanı tarafından salondan dışarı çıkartıldı. Ancak bir süre sonra sanık tekrar duruşma salonuna alındı.

Mahkeme heyeti, sanık Ruhi Abat’a tarafların savunması üzerine soru sorması için duruşmayı 6 Mart’a erteledi .
Kaynak: İHA