Kan Davasına İsyan

Afyonkarahisar’da 1996 yılından bugüne kadar 11 kişinin öldüğü, 4 kişinin de cezaevinde olduğu kan davasının son kurbanı yapılmak istenen Nurettin Sarıkaya, aile meclisi tarafından kendisine yapılan "öldür" baskılarına isyan ederek, “Ben ne öldürmek ne de ölmek istiyorum.

Kan Davasına İsyan
Ailemle ve yavrularımla huzurlu bir hayat sürmek istiyorum” dedi.

Afyonkarahisar merkeze bağlı Fethibey beldesinde 1996 yılından günümüze kadar süren kan davası aynı aileden 8, toplamda ise 11 kişinin ölümü ile sonuçlanmıştı. 1996 yılında Sarıkaya ve Ulukuş aileleri arasındaki geçimsizlikten dolayı başlayan kavga sonucu, 2006 yılında Sarıkaya ailesinden 5 kişi kaldıkları evde pompalı tüfeklerle öldürülmüştü. Yaşanan bu katliam gecesinde Nurettin Sarıkaya’nın annesi, babası, kız kardeşi, amcası ve kuzeni bir gecede öldürülmüştü. O yıllarda üniversite öğrenimi için şehir dışında olan Nurettin Sarıkaya (28), aile meclisinin sürekli karşı taraftan birini öldürmesini istediğini anlattı. Bu duruma isyan eden Sarıkaya, Afyonkarahisar Anıtpark’ta adeta bir basın toplantısı düzenleyip ulusal ve yerel basın kuruluşlarını çağırarak yaşananları tüm çıplaklığıyla anlattı.

“BEN ÖLDÜRMEZSEM BU KAN DAVASI YÜZDE 99 BİTECEK”
Yerini yurdunu terk etmek zorunda kaldığını ve kan davalı olduğu için kimsenin kendisine iş vermediğini öne süren Sarıkaya, mağdur olduğunu söyledi.

1996 yılından bu yana ailesinden 8 kişinin öldürüldüğünü ve bu kan davası bitsin diye beldeden ayrıldığını dile getiren Sarıkaya, yaşadıklarını şöyle anlattı:
“1996 yılında bu yanan ailemden 8 kişi öldürüldü. Bu işlerin sonu yok diye köyümden ayrıldım. Ailede yaşı gelişkin olan ben olduğum için kan davasının son temsilcisi benim ama ben öldürmezsem bu kan davası yüzde 99 bitecek. Amcam ve akrabalarım tarafından şu anda bana, ‘Öldürmedi, korktu’ diye baskı kuruluyor. ‘Öldürmezsen biz seni öldüreceğiz’ diye tehdit alıyorum. Ben her konuda mağdurum. Köyümdeki arazilerimi ekemiyorum, onlara da el koydular. Beni köyden, ‘Çık git adam öldürmeyeceksen’ diye kovdular.”

“ÇOCUKLARIMLA ŞU SAATTEN SONRA HUZURLU BİR ŞEKİLDE YAŞAMAK İSTİYORUM”
Jandarmaya 3 ay önce şikayet ettiğini ve Afyonkarahisar Valiliğine defalarca başvuruda bulunmasına rağmen herhangi bir sonucun çıkmadığını iddia eden Sarıkaya, tehditlerin artarak devam ettiğini söyleyerek, “Aile meclisi üyeleri, ‘Ya gelecek adam öldürecek ya da biz onu öldürteceğiz’ diyor, başka bir şey demiyor. Amcalarım bu kadar gözü dönmüş şekilde konuşup evimi talan ediyorlarsa beni de öldürebilirler. Bunlar kuru tehdit değil. Amcalarım beni köye döndürmek için her şeyi yapıyor. Ben korkumdan ikametgahımı taşıyamıyorum. Gece ekmek dahi almak için dışarı çıkamıyorum. Bir köşede beni öldürürler diye. Evliyim, 2 çocuğum var. 2006’daki olaydan sonra kan davası gütmeyeyim, aklım bir şekilde dönmesin diye evlendim. Eşimin ailesi, 'Eşini gönder, işlerin çözüldüğü zaman geri gelsinler. Bari onlar zarar görmesin' diyor. Çocuklarımı zor bela okula yazdırdım. Ben ne ölmek ne de öldürmek istiyorum. Çoluğumla çocuğumla şu saatten sonra huzurlu bir şekilde yaşamak istiyorum. Benim hiç kimseden talebim yok, sadece bana yardımcı olunsun. Bana huzur versinler” diye konuştu.

1996 yılında Nurettin Sarıkaya’nın babasının Ulukuş ailesinden birini öldürmesi ile başlayan kan davasında, 1998 yılında Sarıkaya aile fertlerinden 2 kişi jandarma arabası ile adliyeye götürülürken pompalı silahlarla kurşun yağmuruna tutularak araç içerisinde öldürülmüştü. 2006 yılında yine Sarıkaya ailesinden 5, Uluşkuş ailesinden 2 kişinin aynı gecede ölümü ile devam eden kan davasında, son kurban 2013 yılının Ocak ayında yine Sarıkaya ailesinden verilmişti.
Kaynak: İHA