Uzmanlardan 'akalazya'Uyarısı

Genel Cerrahi Uzmanları Opr.

Uzmanlardan 'akalazya'Uyarısı
Dr. Kerim Güzel ve Opr. Dr. Muzaffer Al, yutma güçlüğü, geğirme güçlüğü, sindirilmemiş besinlerin tekrar ağıza gelmesi, öksürük, göğüs ağrısı, kilo kaybı, boğazda dolgunluk hissi gibi sorunların ‘akalazya’ hastalığının habercisi olduğunu söyledi.


HospitalPark Grup Samsun Büyük Anadolu Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanları Opr. Dr. Kerim Güzel ve Opr. Dr. Muzaffer Al, kendilerine yutma güçlüğü ve karın ağrısı ile başvuran bir hastaya akalazya teşhisi koydu. 40 yaşındaki İlkay Düzköylü, laporoskopik heller myotomy ameliyatı ile sağlığına tekrar kavuştu.

Akalazya hastalığı hakkında bilgi veren Samsun Büyük Anadolu Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanları Opr. Dr. Kerim Güzel ve Opr. Dr. Muzaffer Al, "Özofagus (yemek borusu) ağızda çiğnenen ve tükürükle karıştırılan gıdaların mideye iletilmesini sağlayan, kendi kas tabakası bulunan tüp şeklinde bir yapıdır. Normalde yutmayla oluşan kasılma dalgası, lokmayı özofagustan mideye doğru ilerletir. Aynı zamanda yine yutmayla alt sfinkterde gevseme olur ve lokma mideye geçer. Alt sfinkter dinlenme halinde devamlı kasılı haldedir. Bu mekanizmanın normalde de gevşemesi reflüye yol açarken, yutma esnasında gevşeyememesi nedeniyle oluşan tabloya akalazya adı verilir. Yani akalazya, yemek borusunun motilite bozukluğu olarak tanımlanabilir. Yutma esnasında gevşemesi gereken özofagus alt sfinkteri tamamen gevşemez, zamanla üst bölümler genişler ve kasılmalar durur. Akalazyadaki temel bozukluk alt özofagus sfinkteri düzeyindeki düz kasların sinir yapısındadır. Hastalığın ilerlemesiyle tutulan sinir sayısı ve çeşidi de artmaktadır. Akalazya hiç bir neden olmadan (idiopatik) veya çeşitli hastalık durumlardan sonra yemek borusundaki kapakçık sistemini besleyen sinir ağındaki hücrelerin ölmesi nedeniyle oluşabilir. Tüm vakaların yüzde 1’inden azında kalıtsal nedenler saptanmıştır. Akalazya hastaların büyük bir kısımda alta yattan başka bir hastalık bulunmamaktadır. Nedeni bilinmeyen akalazyada etiyolojik olarak kalıtsal, otoimmün, infeksiyöz ve çevresel nedenler suçlanmıştır Bir kısım hastada ise virüslere bağlı enfeksiyonlar, şeker hastalığı, skleroderma, mide borusunun kanseri, Chagas hastalığı gibi çeşitli hastalıkların akalazyaya yol açabileceği gösterilmiştir" dedi.

HASTALIĞIN BELİRTİLERİ
Hastalığın karakteri kronik ve ilerleyici olmasıdır diyen Samsun Büyük Anadolu Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanları Opr. Dr. Kerim Güzel ve Opr. Dr. Muzaffer Al şu bilgileri verdi: "Hastaların klinik durumu ve belirtilerin ağırlığı hastalığın süresi ile ilgilidir. Belirtilerin başlamasından tanı konmasına kadar geçen süre dış yayınlarda ortalama 2-3 yıldır. Yutma güçlüğü (disfaji) en sık ve en belirgin semptomdur. Normalde yenilen bir şey yutulduğunda 6-10 saniye içerisinde mideye geçmesi gerekirken, akalazya hastaları yediklerinin midelerine çok zor geçtiğini ve yemeklerin göğsün ortasında takılıp kaldığını tarif ederler. Hastalığın ilerlemiş dönemlerinde hem katı, hem de sıvı gıdalara karşı yutma güçlüğü gelişir. Sıvılara karşı disfaji (paradoksal disfaji) akalazyanın en önemli ayırdedici klinik özelliğidir. Erken dönemde elma, muz, et, taze ekmek, bazen de soğuk içecekler belirtileri başlatıcı nedenler olarak hasta tarafından ifade edilir. Hastalar zamanla yutabilmek için başı geriye atıp omuzları germek, karbonatlı içecekler almak gibi değişik çözümler geliştirebilir ve genellikle yavaş yemek yerler. Disfaji bazen belli bir düzeyde kalırken, bazen de ciddi beslenme bozuklukları ve kilo kaybına yol açacak şekilde ilerleyebilir. İkinci sıklıkta görülen belirti geğirme güçlüğüdür. Sindirilmemiş besinlerin tekrar ağıza gelmesi (regürjitasyon) ve bulantı şikayeti dikkat çekicidir ve hastaların yarısında görülür. Öksürük, özellikle düz pozisyonda yatarken besinlerin nefes borusuna kaçması ile akciğer enfeksiyonlarına neden olabilir. Göğüs ortasında (retrosternal) yanma, dolgunluk veya baskı hissi görülebilir. Göğüs ağrısı genelde genç hastalarda görülüp, zamanla azalabilir. Kilo kaybı hastaların bir çoğu yetersiz beslenmeye bağlı ileri dönemde önemli miktarlarda kilo kaybeder. O nedenle, hastalığın şiddetinin iyi bir göstergesidir. Özofagusun fazla genişlemediği erken dönemlerde ağrı, regürjitasyon ve yemekten kaçınma nedeniyle fazla kilo kaybı görülebilir. Boğazda dolgunluk hissi (globus) ve hıçkırık akalazyada görülebilecek diğer belirtilerdendir. 7-İleri evrelerde özofagusta ülserler, delinmeler veya aspirasyona bağlı kronik akciğer sorunları görülebilir."

HASTALIĞA YAKALANMAMAK İÇİN NELER YAPILMALI
Opr. Dr. Kerim Güzel ve Opr. Dr. Muzaffer Al son olarak, "Akalazyada yapılan tedaviler yutma güçlüğü hissinin en uzun süreyle ortadan kaldırılmasına ve yol açabileceği problemleri önlemeye yöneliktir. Yoksa kaybolmuş sinir yapısını yerine getirmek mümkün değildir. Bu amaçla hastalığın şiddetine göre çeşitli tedaviler önerilmektedir. Temel olarak ilaç tedavisi, Botox enjeksiyonu, dilatasyon ve cerrahi miyotomiden oluşan dört tedavi yöntemi vardır. Bu yöntemlerden ilk ikisi ile kısa süreli tedavi sağlanırken, pnömatik dilatasyon ve cerrahi miyotomi ile kalıcı cevaplar elde edilir. Hastalar yemeklerini yavaş yemeli, iyi çiğnemeli, yemeklerle birlikte bol miktarda su içmeli ve sos, çikolata, nane, alkol ve kahve gibi reflüyü artıran yiyeceklerden uzak durmalıdır. Gece yemek yenmemeli, gerekirse yastık yükseltilmelidir. Yine de reflü oluyorsa proton pompa inhibitörü ilaçlar kullanılabilir. Başarılı bir tedavi sonrasında bile zamanla hastalık tekrarlayabilir. Yılda bir barium grafisi çekilmesi, yemek borusunun pHmetre veya endoskopi ile takibi önerilir. Reflüye bağlı yemek borusu hasarlanması ve daha sonra yemek borusu kanseri oluşma riski olabilir" ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA