Uzun Süre Ayakta Durmak Erken Doğuma Neden Olabiliyor

Sürekli oturarak çalışmanın sağlığı olumsuz etkilediği dile getiren Fizyoterapist Gökhan Aygül, buna karşılık uzun süre ayakta çalışmanın da bir o kadar sakıncalı olduğunu söyledi.

İnsan vücudunun düzenli aralıklarla hareket etmesi ve dinlenmesi gereken bir mekanizma olduğunu uzun süre oturmanın ya da ayakta durmanın bazı sağlık problemlerini ortaya çıkardığının yapılan araştırmalar ile ortaya konulduğunu dile getiren Aygül, “Uzun süre ayakta durma; alt ekstremitelerde yorgunluk ve konforsuzluk, şişlik, venoz dönüşte bozukluklar, bel ağrısı ve tüm vücutta yorgunluk gibi sağlık sorunlarına neden olur” dedi.

Varislerin genelde mavi veya koyu mor renkli, şişmiş ve genişlemiş damarlar şeklinde ortaya çıktığını kaydeden Gökhan Aygül, “Görünüşleri yumrulu, dışarı fırlamış veya kıvrımlı da olabilir. Varisler damarların içindeki küçük kapakçıklar gerektiği şekilde çalışmadığında ortaya çıkar. Sağlıklı bir damarda, kan kusursuz bir şekilde kalbe geri gider ve açılıp genişleyerek kanın geçişini sağlayan bir dizi küçük kapak sayesinde geri doğru akması engellenir. Bu kapakçıklar zayıflar veya zarar görürse, kan geri doğru akarak damar içinde toplanabilir ve sonuç olarak varis oluşumuna neden olabilir. Varisler oldukça sık görülür ve kadınlar erkeklere göre bu durumdan daha fazla etkilenir.Vücudunuzdaki herhangi bir damarda varis oluşabilir ancak varisler en sık ayak ve bacaklarda görülür” diye konuştu.

VARİSİN BELİRTİLERİ NELERDİR?
Fizyoterapist Gökhan Aygül daha sonra konuşla ilgili olarak şunları kaydetti; “Variste yani tıp dilindeki adıyla venöz hastalıklarda ilk şikâyetler en fazla bacakların görüntüsünün bozulması gibi kozmetik nedenlerdir. Genellikle bu görüntü değişikliklerine özellikle günün ilerleyen saatlerinde artan ağrı eşlik eder. Bacaklarda kaşıntı, gece krampları ve şişlikler de sık görülen şikâyetler arasındadır. Ayrıca varis damarları ciltte çatlamalara ve kanamalara sebep olabilir. Hatta bu damarlar mikrop kaparsa, bacaklarda yaralar ve kahverengi lekeler de oluşabilir. Bu lekeler varis damarlarından kanın sızmasına bağlı olarak daha çok ayak bileklerinde görülür.Ancak çok nadir görünse de, varis oluşumun en önemli belirtileri arasında kanın pıhtılaşması gelir.Hareketsizlik nedeniyle damarın içindeki kan akımı kıvrım kıvrım genişlemiş damarın içinde yavaş olacağı için pıhtılaşmaya eğilimli olur. Pıhtılaşan bu kanın akciğere gitmesine emboli denir. Özellikle uzun uçak yolculuklarında rastlanan bu durum, çay, kahve ve alkol tüketimine bağlı olarak vücudun su kaybetmesiyle daha da artar. Bu durum ölüme bile yol açabilir. Bu yüzden uzun yolculuklara çıkan, doğum kontrol hapı veya östrojen hormonu kullanan insanlarda pıhtı oluşumu daha da artabilir.

VARİS OLUŞUMUNA NEDEN OLAN FAKTÖRLER NELERDİR?
Genetik faktörler; Genetik yatkınlığın varis oluşumunda etkili olup olmadığı kesin olarak bilinmemekle birlikte, her hastalıkta olduğu gibi varisin ortaya çıkmasında da genetik nedenler olduğu düşünülüyor. Genetik nedeniyle ortaya çıkan varislerde kişinin annesinde, babasında, kardeşlerinde, teyze veya halasında varis varsa, kendisinde de varis olma ihtimali artıyor.

Çevresel faktörler; Hastalığa sebep olan diğer bir neden de çevresel faktörler. Hareketsiz yaşam tarzı varislerin daha çabuk ve daha abartılı bir şekilde açığa çıkmasına sebep oluyor. Özellikle sürekli ayakta veya oturarak yapılan işlerde bacak adeleleri hiç çalışmadığından varis oluşumu artıyor. Bu durum büro çalışanlarında, kuaförlerlerde ve öğretmenlerde çok görülür. Ancak sürekli hareket halinde olan, spor yapan, kilo almayan insanlarda ailevi eğilim olsa bile, varis oluşumu hem daha az şiddette olur, hem de gecikebilir.

Uzun süre hareketsizlik çeşitli vücut ağrılarına sebep olurken kemiklerin üzerine binen yük onların zaman içinde esnekliğini ve sağlamlığını kaybetmesine neden oluyor. Ayrıca kaslarında uzun süre aynı frekans ile kasılması kramplara neden olabiliyor. Malesef uzun süre ayakta kalmak cinsel organlarıda etkileyebiliyor. Sperm ve yumurta oluşturan hücreleri besleyen damarlarda varis oluşumu sperm ve yumurtalarda yapısal, özelliksel değişimlere yol açarken üretilmemesine de neden olarak kısırlığa yol açabiliyor. Bu hastalığa ise “VARİKOSEL” adı veriliyor. Varikoselin en yaygın belirtisi, yumurtalarda ağrı olmasıdır.İkinci belirti, ağırlık hissidir. Hastalığın etkilediği tarafta ağırlık hissi yapar.Üçüncü belirti ise damarlanmadır. Yumurta, bir üzüm salkımı görünümü alabilir.Fakat ağrı her hastada olmak zorunda değildir. Ağırlık hissi de olmayabilir. Ama belirti yapacaksa bu şekilde yapar.Kişiler bu belirtiler olmadan da, özellikle evlendikten sonra çocuk sahibi olamadıkları için doktora başvururlar. Hastalık çoğunlukla bu şekilde teşhis edilir.

ERKEN DOĞUM DÜŞÜK DOĞUM AĞIRLIKLI BEBEK RİSKİ
İşyerlerindeki fiziksel aktivitelerin hamile kadınlarda erken doğum ve düşük doğum ağırlıklı bebek doğurma riskine neden olduğu üzerinde çalışmalar vardır. Teorik olarak; uzun çalışma saatleri, uzun süre ayakta kalma, ağır kaldırma veya uygunsuz iş yükü hamilelerde bazı risklere neden olur. 4 saatten fazla ayakta durmak ile erken doğum arasında, 8 saatten fazla süre ayakta çalışma ile intrauterin gelişme geriliği arasında ilişki belirlenmiştir. Bu durumda özellikle gebeliğin 21. haftasından sonra ayakta kalma süresinin azaltılması önerilmektedir.

SIRT AĞRISI
Ayakta çalışma; ayakta sabit durma, ayakta hareketli olma ve pozisyon değiştirebilme (arada oturma)gibi farklı şekillerde olabilir. Kanada’da yapılan bir çalışmada; hem kadınlarda hem de erkeklerde sırt ağrısı, hareketsiz olarak ayakta duranlarda (%30|4) ve ayakta hareket edebilenlerde (%28.6), arada oturarak ayakta çalışanlara (%17.4) göre daha sık olarak görüldüğü belirtilmiştir. Özellikle erkeklerde sırt ağrısı ayakta çalışanlarda oturarak çalışanlara göre daha sık görülmektedir.

TOPUK DİKENİ
Uygunsuz ayakkabı seçimleri, uzun süre ayakta kalınan işlerde çalışmak yürürken topuğa veya ayak parmaklarına fazla yüklenmek gibi yürüme hataları ilerleyen yaşla birlikte ayak deformasyonlarının ve topuk dikeninin temel nedenleri arasındadır.

Topuk dikeni ,topuk ağrılarının en sık görülen sebebidir. Topuk dikeni hastalığı ayak tabanı zarının bir çeşit iltihabıdır. En önemli şikayeti ise ağrıdır.Ağrının özelliği,istirahat de olmayıp ancak hareket halinde ve özellikle yere basıldığı zaman oluşmasıdır.Öyle ki sabah kalkıldıktan sonra ilk adımlar atıldığı zaman ağrı hissi başlar ve bir müddet yürüdükten sonra ilk ağrının şiddeti azalır. Ancak akşama tekrar ağrı başlayabilir.Ağrının yeri genelde ayak tabanı ile ayak iç bölgesi arasıdır.

UZMANINDAN ÖNERİLER
İnşaat işçileri, öğretmenler,sağlık çalışanları, boyacılar, elektrikçiler,tesisatçılar, itfaiyeciler, bakım işçileri daha çok ayakta çalışmaktadır. Uzun süreli ayakta ve uygunsuz postürlerde çalışma durumunda olan sağlık çalışanlarının kendileri risk altında olabildikleri gibi, bu pozisyonların getirdiği sağlık riskleri nedeniyle sağlık kuruluşlarına başvuran hastalarının sağlık sorunları ile de ilgilenmek durumundadırlar.

Ayakta çalışma sırasında sorunları en aza indirebilmek için çalışan kişinin çalışma yüzeyinin ve çalışma ortamının kişiye göre ayarlanması gerekir. İş görenin hem kadın hem erkek olabileceği, yapılan işin bazen hassas iş, bazen büyük kuvvet isteyen iş olması durumunda, tek çözüm yüksekliği ayarlanabilir tezgahları kullanmaktır. Böylelikle hem ulaşabilme hem de rahat çalışma kriterleri sağlanmış olur. Eğer çalışma yüzeyi yüksekliği sabit ise ayakta çalışanlar için en uzun kullanıcıya göre ayarlanmalıdır. Daha kısa boylu kullanıcılar için, ayakların altına bir platform koyarak yükselmeleri sağlanmalıdır.

Ayakta konforsuzluk ve yorgunluğu azaltmanın bir diğer yolu uygun ayakkabıların kullanılmasıdır. Ayaklarda çalışma gününün sonunda sıvı retansiyonuna bağlı şişme olur. Ayakta dururken şişmeleri düşünerek ayakkabı numarası normalden ½ veya 1 numara daha büyük olmalıdır. Ayak parmakları hareket edebilmeli, ayak rahat olmalıdır. Ayakkabı tabanı basılan yüzeyi kavramalı, kaymamalı, topuğu 5 cm’den yüksek olmamalıdır. Ayrıca ayağa giyilen çorap ta uygun olmalıdır.

Kas iskelet sistemi rahatsızlıklarını azaltmak için verilecek iş aralarının önemi büyüktür. 8 saatlik çalışma süresince kişi 5 saat ayakta çalışıyorsa, 5 saat maruziyet süresine karşı 3 saat iyileşme süresi olmalıdır. İyileşme, aranın ilk birkaç dakikasında gerçekleşir. İyileşme süresi arttıkça iyileşme oranı azalır. Eğer iyileşme 60 dakikada tamamlanıyorsa ilk 4 dakikada yorgunluk %100’den %75’e düşer. %25’e düşmesi için ise 42 dakika gerekir. Diğer bir deyişle, yorgunluğun azalması için 5 dakika gibi kısa aralar 15 dakikalık aradan daha faydalıdır. Kısa çalışma periyodları ile daha az yorgunluk hissedilir.”
Kaynak: İHA