8 ay dört duvar arasında kaldığı mahsende Ebru sanatını öğrenen Akgül, hayatını adadığı Ebru sanatından tasarladığı ürünleri sanatseverlerle buluşturuyor. Merdiven altında öğrendiği sanatıyla hayal ettiği ürünleri itinayla işleyerek üzerine kabartma hat yazıları yazan Ali Akgül, zor şartlarda öğrendiği ebru sanatını emeklilik günlerinde hobi olarak devam ettiriyor. Sanatla uğraşmaya 10 yıl önce bir apartmanın mahseninde başladığını belirten Akgül, Ebru sanatından maddi bir kazanç beklemediğini ifade ederek, "Bu odada ebru sanatını tanıtmak için elimden gelen tüm çabaları sarf ediyorum. Ben sanatımı maddi bir kazanç için değil, hobi olarak yapıyorum. Burada bir ebru yapıpta bir kişiye verdiğim zaman mutlu oluyorum. Onların gözündeki o sevinç parıltısı sanki benim içime akıyor. Kafamı yastığa koyduğum zaman o gece huzurlu uyuyorum. Ben kendimi birisine bir ebru vermekle yükümlü gibi hissediyorum. Vermediğim zaman o huzuru kafamı yastığa koyduğum zaman bulamıyorum" diye konuştu Sanatını deneme yanılma yöntemleriyle geliştirdiğini kaydeden Akgül, "İlk başladığımda ebru kurslarına katıldım ama kurslar beni tatmin etmedi. 8 aylık bir zaman diliminde bir apartmanın bodrum katında ebru ile ilgili araştırmalar yaptım. Bu araştırmalar neticesinde de ilk eserlerimi o bodrum katta ürettim. 8 aylık sürede 70-80'e yakın eser çıkarttım. Çıkarttığım ilk eserlerle çocuk esirgeme kurumları yararına sergi düzenledim. Eserlerim büyük beğeni topladı ve beni asıl sanata iten bu oldu" dedi.
Sanatını manevi bir huzur kaynağı gibi gördüğünü dile getiren Akgül, "Ebru çok sırlı ve manevi bir sanat. Ebru teknesi ile ilgilenmezseniz, o ilgilenilmediği gün için sizden bir gün daha ister. Yani ebru teknesi ebrucuya küser. Dediğim gibi bu küslük barışlık yaşanan manevi bir sanat" ifadelerini kullandı.
Akgül, Çankırı Belediyesi Çivitçioğlu Medresesi'nde devam ettirdiği sanatını başkalarına da öğretmek istediğini belirterek, sanatıyla ilgili çeşitli kurslar açtığını kaydetti.
