Ara Güler: 'Hayatı Doğru Çekmeliyiz'

Ünlü fotoğrafçı Ara Güler, “Hayatı elimizden geldiği kadar doğru çekmeliyiz.Çünkü fotoğraf bir yaşamdır.” dedi.

Bursa Büyükşehir Belediyesi, Bursa Kent Konseyi ve BUFSAD işbirliğiyle BTSO ana sponsorluğunda düzenlenen ‘2. Uluslararası Bursa Fotoğraf Festivali’ (FotoFest), Cumhuriyet Caddesi’ndeki çoşkulu festival yürüyüşü ile başladı.

Akşam Atatürk Kongre Kültür Merkezi (Merinos AKKM) Orhangazi Salonu’nda Bursalı sanatseverle buluşan usta fotoğrafçı Ara Güler, dinleyenlere unutulmaz anlar yaşattı. Programın açılışında konuşan Bursa Kent Konseyi Başkanı Mehmet Semih Pala, geleneksel hale gelen fotoğraf festivalinin Bursa turizmi açısından çok önemli olduğunu söyledi.

Bursa’nın binlerce yıllık tarihi ve doğal değerleriyle bir turizm kenti olduğunu vurgulayan Pala, Bursa’nın büyük Osmanlı coğrafyasının başkenti olduğunu belirtti.

Pala, “6 padişah ve bir cumhurbaşkanı topraklarımızda yatmaktadır. Aynı zamanda sanayi ve üretim olarak da Türkiye’nin lokomotifi konumundadır. Böylesine önemli bir kentte yaşamak bir büyük bir şanstır. Bursa’da bulunmanın vizyonu ve ufku çok büyüktür. Bu şartlar bir araya gelince Fotofest gibi önemli çalışmalar Bursa’da imza atılıyor. Emeği geçen herkesi kutluyorum” diye konuştu.

Bursa FotoFest Sanat Yönetmeni Merih Akoğul ise doğu ile batı arasında bir köprü kurarak farklı kültürleri bir araya getirdiklerini söyledi.

Bursa, en unutulmaz ve en güzel görüntülerin olduğu bir şehir olduğunu dile getiren Akoğul, Orta Doğu ve Balkanlar'da artık Bursa’nın fotoğrafın başkenti olarak anıldığını anlattı.Ara Güler yaşamından ve çalışma hayatından kesitleri dinleyenler ile paylaştı. Fotoğraf hayatına yeni İstanbul gazetesinde çalışarak başladığını söyleyen Güler, genelde basın toplantıları ve mitinglere gittiklerini söyledi.

Bir süre sonra politikacıları çekmek yerine sanat ve bilim dünyası insanlarının portrelerini çekmeye başladığını vurgulayan Güler, “20. yüzyılın yaratıcıları projem bu şekilde başladı.

Hangi ülkeye gitsem oraya ait önemli şahısların fotoğraflarını çektim. Düşündüklerinden sadece 2 kişiyi çekemedim biride Charlie Chaplin idi. İsviçre’de yanına gittiğim zaman zaten felçli idi. Charlie Chaplin gibi bir adamı tarihe geçeceğini bildiğin halde felçli bir şekilde çekerse o zaman kendisine haksızlık yapmış olurdum.” dedi.

Usta fotoğrafçı Güler, foto muhabirlerini görsel tarihi yazdığını söyledi.

Dünyada tarih diye bir şeyin olduğunu hatırlatan Güler, görselliğin tarihte çok önemli olduğunu belirtti.

Güler, “Çünkü televizyonun icadı ile beraber her şey görselliğe dönmeye başladı.

Artık insanlar gördüğü şeylere inanıyorlar. İnsanlar bu fotoğraflara bakacaklar ama anlamasalar bile dünyadan kendilerinden başka adamlarında olduğunu bilecekler. Görsel tarihçilik bir nevi eğitimdir aslında. Geçenlerde İlber Ortaylı ile konuşuyorduk, 1948’lerden 1960’lara kadar yaşamı gösterecek fotoğrafların olmadığını söyledi.

Sadece senin çektiklerin var dedi” şeklinde konuştu.

Fotoğraf yaşam olduğunu vurgulayan Güler, “Etrafınıza bakıyorsunuz ve fotoğrafı var olan şeyler üzerinden çekiyorsunuz. Sonra kayda geçirip takdim ediyorsunuz. Fakat sinema hiç yoktan doğar. Sıfırdan senaryosu yazılır, işlenir ve oynanır. Bu yüzden sinema bir sanattır. Sanatın aslı yoktur. Sanat yalandan doğar. Ama fotoğraf tek bir tanedir ve bu yüzden sanat değildir.” diye konuştu.