Sevgi Köprüsü Platformu Üyeleri Vali Toprak’ı Ziyaret Etti

Sevgi Köprüsü Platformu üyesi 32 üniversite öğrencisi, Vali Mustafa Toprak’ı makamında ziyaret etti.

Sevgi Köprüsü Platform Sözcüsü Muhammed Arpacık, Valilik toplantı salonunda gerçekleşen görüşmede, 4 Temmuz'da İstanbul'dan yola çıktıklarını belirterek, Şanlıurfa, Kızıltepe, Mardin, Midyat, Hasankeyf, Bitlis, Tatvan, Van, Bingöl’ü gezeceklerini, üç yıldır bu gezileri yaptıklarını, amaçlarının Sevgi Köprüsü elçileri olarak bütün zihinsel kalıpları yıkarak, insanlarla sevgi zemininde bir araya getirmek istediklerini ifade etti.

Ziyaretlerinde Diyarbakır’da bulunmaktan büyük sevinç duyduklarını belirten Arpacık, kendilerine göstermiş oldukları ilgiden dolayı Vali Toprak’a teşekkür etti. Vali Toprak ise, “Evrensel anlamda herkesin kimliğine, durumuna, konumuna saygı göstermek noktasındayız, ama bir ülkeyi vatan olma vasfına ulaştıran birlik ve beraberlik bilincidir. O da devletimizin şemsiyesidir. Vatandaşları için var olma, onları mutlu ve memnun etme Devletimizin kuruluş amacıdır” dedi.

Sevgi Köprüsü Platformu üyelerini Diyarbakır’da ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti ifade eden Toprak, “Buradaki tüm insanlarımızın kendilerini mutlu hissedebileceği, birlik, beraberlik içerisinde sevgi ve yürekten gidebileceği bir noktaya ulaşabilmesi için çalışmalarımıza devam ediyoruz. Elbette ki sıkıntılarımız var ve bu noktaları gözden kaçırmıyoruz. Ama diğer taraftan ideolojik yaklaşımlar ve tanımlamalar, esas anlayışları ve birtakım güzelliklerin gelişimini de engelliyor. Evrensel anlamda herkesin kimliğine, durumuna, konumuna saygı göstermek noktasındayız; ama bir ülkeyi vatan olma vasfına çıkaran da bir birlik ve beraberlik bilincidir. O da devletimizin şemsiyesidir.

Vatandaşları için var olma, onları mutlu ve memnun etme devletimizin kuruluş amacıdır. Sivil toplum, mesleki kuruluşlar demek gerçek manada kendi hür iradesiyle düşünebildiğini, hissedebildiğini, beklentilerini ortaya koyabilmektir. En büyük sıkıntı da aslında bu noktadadır. Sivil toplum kuruluşları aslında değer verilmesi gereken; toplumun önünde giden kuruluşlardır. Toplumun önünde gittiği için de bazı konuları gündeme getirerek ve bu konular hakkında toplumun hassasiyeti olduğunu ortaya koyarak, bizlerin devlet ve kurumlar adına çalışma yapmamız gerektiği noktasında yol gösterici özelliğe sahiptirler. Bu konuda en büyük sıkıntının irade kaybı olduğunu düşünüyorum. İradeyi kullanma konusunda sıkıntılar var. Elbette ki bir liman arayışına girilebilir. Ama özellikle belirtmek istiyorum; İdeoloji insanın gözünü kör eder. İdeolojiye saplanıp kalırsak baktığımız çerçeveyi daraltmış ve diğer görüşleri yok saymış oluruz. Örneğin buraya ziyarete gelen her bir arkadaşımızın memleketi var ve her birine ayrı ayrı saygı duyuyoruz. Ama eğer çerçeveyi dar tutarsak geniş tanımlamalardan ve değerlendirmelerden uzak kalmış oluruz. Bir halk kültürünün ortaya çıkması, tanımlaması önemlidir. Ama ideoloji olursa o belli bir noktadan öteye gidemiyor. Türkiye çok geniş bir aileyi içerisinde barındırıyor.

Bu büyük aileyi bir arada tutabilmek için de bir Devlet çatısı bu noktada gerekli oluyor. Aksi takdirde sahip olduğumuz bu birlikteliğimiz zarar görüyor. İnsanları ayrıştırarak meseleye bakacaksak olursak yanlış noktalara varırız. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde yaşayan 75 milyon insan vardır. Bizim bakışımız insanidir ve kuşatıcıdır. İnsanı yüceltme anlayışı ile gidersek yanlışlara düşmeyiz; düşülen yanlışlıklar varsa da onları da ortadan kaldırırız” diye konuştu

Toplum olarak sevmeyi ve sevebilmeyi başarabilmemiz gerektiğini ifade eden Vali Toprak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunu yapamıyoruz, çünkü sevmemizi engelleyen, köprü kurmamamızı engelleyen bir takım duvarlar var. Bu duvarlar mutlak değişmez ideolojiler olabilir ya da daha farklı etkenler olabilir.

Herkesin gönlüne ve yüreğine insani bakışı koyması gerekir. Dışarıdan bakıldığında kimi zaman güvenlik anlamında, terörizm, terörizmi besleyen kanallar, şiddet, korku gibi istenmeyen durumlar insanlarda önyargı oluşturuyor. İnsanlarımız konuları ekranlardan takip edebildiği kadar bilmektedirler. İnsanlarımızda bunlardan olumsuz etkilemiş oluyor. Çünkü şehirde lokal bir eksiklik ve olumsuzluk varsa ve bunun tüm ili etkiliyor gibi lanse edilmesi doğru olmasa gerek. Çünkü o sıkıntıyı ortadan kaldırmak için biraz da insanların birbirlerini anlaması, dinlemesi gerekir diye düşünüyorum.

Diyarbakır şehri 15 bin yıldan bu yana her bir dönemin özelliklerini, güzelliklerini, kültürel değerlerini, insani güzelliklerini ve kazanımlarını taşıyarak bugüne gelmiştir. Sizlerin ortaya çıkardığınız bu projenin tıpkı Mevlana’nın da söylediği gibi Ne olursan ol yine gel hissiyatıyla yola çıktığına inanıyorum. Diyarbakır sanki 30-40 yıl önce kuruldu ve Diyarbakır budur demek isteyen art niyetli kişilere de bir cevap olarak ziyaretine geldiğiniz bu kadim kent Diyarbakır’ımız, tüm güzellikleri ve kazanımları içerisinde barındırıyor. Bu değerleri 30-40 yıl öncesinden değil 15 bin yıldan bu yana içerisinde barındırmayı başarmış bir kenttir. Her bir dönemin özelliklerini, güzelliklerini, kültürel değerlerini, insani güzellikleri ve kazanımları taşıyarak bugüne gelmiştir. Buradaki insanı güzellik ve kültürel yapı dün oluşmamıştır. Birileri öyle ya da böyle yorumlasa bile değişmez. Çünkü medeniyeti medeniyet yapan değerler vardır. Bunlardan en önemlilerinden bir tanesi de insani güçtür. İnsani gücün oluşturduğu kazanımlardır. Öngörülerde farklılıklar var. Bugün ülkemizin nereye geldiğini siz değerli gençler görüyorsunuz. Savaş çığırtkanlığı, ayrışma, şiddet lisanını kullanarak bir yere gitmemiz mümkün değildir. Buradaki en büyük sıkıntı da şiddet baskısı, terör tehdidi, korkusu ve endişesi nedeniyle insanların iradesini net olarak ortaya koyamamasından kaynaklanıyor. Bunlar kişiler arasındaki, kurumlar arasındaki ilişkileri engelliyor. Çünkü irade kendi iradesi değil. Açık ve net gösteriyor ki silahın korkusuyla şiddetin korkusuyla oluşan bir irade. Çünkü biz toplumun içersindeyiz. Toplum kendi iradesini kullanabilmelidir. Vatandaşımızın iradesini engelleyen en önemli tehdit, şiddet unsurudur. Zaten açıklamalara dikkat ederseniz güncel problemlerin temelinde de o vardır.

” Yeni bir anayasa çalışmasının yapılmakta olduğunu ve insanların birbirine güveni olmaksızın bir şey yapmalarının mümkün olmadığını ifade eden Vali Toprak, “Ne zaman güzel bir faaliyet gerçekleştirilse insanlarımızı mutlu edecek, barışı tesis edecek bir davranış olsa hemen ne oluyor. Şiddet yükseliyor. Biz her zaman birbirimize güven duyabileceğimiz noktada çalışmalıyız. Söylemimizi, bakışımızı böyle yapmalıyız. Yoksa bir kişinin bir açıklaması üzerinden, bir görüntü üzerinden yola çıkarsak yanlış yaparız diye düşünüyorum. Bizim bakışımızın ne olduğunu bir kere göstermemiz gerekiyor. O çok önemlidir.

Ben bu noktada böyle bakıldığı takdirde, güven duygusunun da oluşacağını ve gelişeceğini düşünüyorum. Akşama kadar biz burada hem ekonomik, hem sosyal, hem de kültürel kalkınmayla uğraşırken şüphesiz bir de terör ve terörün getirdiği problemlerle uğraşıyoruz. Ama ortadan kalkmalıdır. Bunu uygulayanlar açısından da sürdürülebilir değildir. Net bir şekilde görüyoruz ki terör ve terörizmin sürdürülebilmesi yasa dışı bir takım gelirlerle de alakalıdır. Uyuşturucu, silah kaçakçılığı ve benzeri gelirlerden elde edilen kaynaklarla terör desteklenmektedir. Bunları önlemek için yoğun olarak çalışıyoruz. Kim olursa olsun insani değerin önemli olduğunu ve yapılan bir yanlışlığın sadece o yapılan noktada kalmadığını toplumun her bir kesimine ve kendisine de yönelik olarak geri döneceğini bilmelidir. Onun için hastalıklar ve marazlar için benim değil, beni ilgilendirmiyor diyerek olayın dışında kalmak asla bir çözüm değildir ve ileride herkesi bu problemin içerisine alır. Sonuç olarak sevgi penceresinden bakarak birleştirici olacağız. Olumsuzlukları ve sıkıntıları dile getirirken bir savaş çığırtkanlığı yaparak bölme ve ayrıştırma cephesinden değil de anlatmak istediklerimizi güzel ifadelerle dile getirerek anlatmalıyız. Bir olumsuzluğu ortaya koyarken sert ve şiddet içerikli sözcükler kullanılmasına gerek yoktur. Çünkü toplum da bu şekilde şekilleniyor ve olumsuz etkileniyor

. Diyarbakır’da insani güzellikleri, zenginlikleri ve her alandaki değerleri görüyoruz. O zaman bu ortaya çıkan önyargılar ve yaklaşımları birlikte çalışarak gidermeliyiz. Bu gidiş gelişlerle birbirimizi tanıyacağız, birbirimize olan güvenimiz artacak ve sevgi tohumları yeşerecek ve sevgi penceresinden bakarak birleştirici olacağız. Onun için de sizlere çok teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu

Konuşmalardan sonra Sevgi Köprüsü Platformu Sözcüsü Muhammed Arpacık, Vali Toprak’a öğrenciler tarafından hazırlanan bir tablo hediye etti. Vali Toprak da Sevgi Köprüsü Platformu üyesi öğrencilere hediyeler takdim ederken, daha sonra toplu hatıra fotoğrafı çektirildi .
Kaynak: İHA