“ücretsiz Köprü Değil, Ücretsiz Toplu Taşıma Araçları Trafik Sorununu Çözer”

Marmara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Recep Bozlağan, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nde gerçekleştirilen bakım, onarım çalışmalarından dolayı ortaya çıkan trafik çilesine önemli çözüm önerileri sundu.

Bozlağan, ücretsiz köprü geçişi yerine, toplu taşıma araçlarının ücretsiz hizmet vermesi ve deniz yolu ulaşımını cazip hale getirilmesi gerektiğini söyledi.

Marmara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Recep Bozlağan, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’de oluşan trafik sorununu ve uygulanabilecek çözüm yollarını değerlendirdi. İstanbul’un kara yolu ulaşımına mahkum edildiğini belirten Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Recep Bozlağan, “Anadolu ile Avrupa yakası arasında günlük yaklaşık 1,5 milyon insan karşılıklı geçiş yapıyor. Yüz binlerce de araç geçiş yapıyor. Karayolu üzerinden geçiş yapmak istediğinizde iki tane arter var. Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet köprüleri. Boğaziçi 3 gidiş, 3 geliş şeridinden oluşan dar bir köprü. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ise, 8 şeritten oluşuyor. İstanbul çok kalabalık bir şehir. Fatih Sultan Mehmet köprüsü teknik nedenlerden dolayı bakıma alındı. Köprünün güney tarafına bakan tarafında toplam 4 şeridin bakımı tamamlandı. Ama bu bakım tamamlanana kadar İstanbul büyük bir trafik çilesi çekti. Bu trafik çilesinin çekilmesinin sebebi İstanbul’un kara yolu taşımacılığına büyük ölçüde mahkum olmuş olması. Başka alternatif güzergah yok. Ya köprüleri kullanacaksınız ya da Sirkeci ile Harem arasındaki arabalı vapur sistemini kullanacaksınız. Fakat o sisteminin kapasitesi belli” şeklinde konuştu.

Köprülerin ücretsiz yapılması yerine toplu taşıma araçlarının ücretsiz olmasının trafik sorununu büyük ölçüde çözeceğini vurgulayan Prof. Dr. Bozlağan, “Köprülerden bir tanesinin de 2 şeridi trafiğe kapanınca, köprünün kapasitesi yüzde 25 oranında azalıyor. Bu nedenle halkı kendi özel vasıtalarıyla köprüye olan talebini azaltmamız gerekiyor. Halkı toplu taşıma sistemlerine yönlendirmemiz gerekiyor. İki yaka arasında yolcu taşıyan İETT’nin, İstanbul Otobüs A.Ş.’nin, özel halk otobüslerinin ve metrobüsün ücretsiz hale getirilmesi lazım. Vatandaşımız için bu bir cazibe noktası haline gelecek. Köprülerin ücretsiz olması vatandaşın gönlünü alması açısından güzel bir uygulama. Fakat ücretsiz uygulamanın saatleri değiştirilmelidir. 24 saat ücretsiz uygulamayı doğru bulmuyorum. Siz 24 saat ücretsiz uygulamayı yaptığınız zaman zaten köprünün biri yüzde 25 oranında düşük kapasiteyle çalışıyor. Fakat siz köprüyü ücretsiz hale getirince, köprüye olan talep arttı. Böylece köprüdeki trafik tıkanıklığı daha da artıyor. 8-10 metre uzunlukta kuyruk oluşuyor. Bunun milli ekonomiye verdiği zarar olağanüstü yüksek. Akaryakıt sarfiyatı anormal derecede artıyor. Araçlar yıpranıyorlar. İnsanlar psikolojik açıdan yıpranıyorlar. Köprüler akşam 22.00 ile sabah saat 06.00 arası 8 saat boyunca ücretsiz olmalı. Siz köprüyü, köprü trafiğinin çok yoğun olduğu saatlerinde ücretsiz yaparsanız bu yoğunluk daha da artacaktır. Bu nedenle köprüye olan talebi yoğun saatlerin dışına yönlendirmek gerekiyor. Trafik sorunun çözmek için toplu taşıma araçları 24 saat ücretsiz olmalı” dedi.

"DENİZ YOLU TAŞIMACILIĞI CAZİP HALE GETİRİLMELİ" Deniz yolu taşımacılığını ön plana almak gerektiğini dile getiren Prof. Dr. Recep Bozlağan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir diğer ağ da deniz ulaşımı. Günlük toplu taşıma içerisinde azımsanmayacak bir payı var. Her gün yüz binlerce insan deniz ulaşımıyla her iki yaka arasında gidip geliyor. Bu nedenle deniz yolunu daha cazip hale getirmemiz lazım. Deniz yolu ağını ücretsiz yapabilirsiniz. İDO, şehir hatları, motorlar ücretsiz taşıyabilir. Bu tür olağanüstü durumlarda bunların ekonomik kaybını devlet karşılayacak. Çünkü devlet bunun için vardır. Arabalı vapur seferlerini farklı iskelelerden de yapmamız lazım. Eskiden Kabataş iskelesiyle Harem arasında arabalı vapur seferleri vardı. Son yıllar da bu yapılmıyor. Oysa Kabataş bunun için uygun bir iskele. Dolayısıyla bu seferler yeniden başlatılabilir. Beylerbeyi’nde buna uygun altyapı olmadığından, buraya 10 gün içerisinde dubalarla, demonte platform oluşturup, arabalı vapurların yanaşabileceği, rahatlıkla yolcularını indirebileceği bir düzenleme yapabilirler. Bir diğer yerde Baltalimanı’dır. Bu yöntemlerle ne kadar aracı köprüden çekebilirseniz kardır. Bizim acil durum yönetimine geçmemiz gerekiyor. Bu tür tadilat, tamirat işleri başlamadan önce düşünülmesi gerekiyor.” "3. KÖPRÜ İSTANBUL’UN EN KUZEY KESİMİNE YAPILMALI" İstanbul’a mevcut iki köprünün yetmediğini ve 3. Köprünün mutlaka yapılması gerektiğini belirten Prof. Dr. Recep Bozlağan, “Deniz ulaşımı bir kere köprünün yerini tutmaz. Çünkü köprü kesintisiz geçişi sağlar. Lojistik taşımacılığı açısından köprü son derece seridir. Dünyada büyük şehirlere baktığımız zaman, mesela Londra’nın nüfusu yaklaşık İstanbul kadardır. Londra’da İstanbul gibi iki yakadan oluşur. Tems nehri bizdeki nehirler gibi değildir. Geniş bir nehirdir. Bu nehir üzerinde onlarca köprü vardır. İstanbul’u dünyanın diğer büyük şehirlerinden faklı kılan boğazın olağanüstü güzelliğidir. Korunması gereken bir tarihi güzelliği var. Dolayısıyla boğazda istediğimiz yere köprü yapamayız. Köprü yapacağımız yere çok ince etütlerle incelememiz gerekiyor. Mevcut iki köprü İstanbul’un ihtiyacını karşılayamıyor. İstanbul’a 3. Köprünün yapılması gerekiyor. Bu köprünün de İstanbul’un en kuzey kesimine yapılaması gerekiyor ki boğaza en az zararı verebilsin. Boğazın en kuzey kesiminde hem orman varlığı çok az, hem de tarihi eser yok denecek kadar az. Şehre çok uzak olduğu için, köprünün zaman içerisinde şehrin içinde kalma riski de yok. Köprülerde tek başına yeterli değil. Mutlaka boğazın altından tünel yollarının yapılması gerekir” ifadelerini kullandı. “İSTANBUL’DA ULAŞIM TEPELER ARASI TELEFERİKLE SAĞLANABİLİR” İstanbul’da şehir içi ulaşımını da değerlendiren Bozlağan, metro sisteminin pahalı bir sistem olmasın dan dolayı, ana güzergahlarda tercih edilebileceğini vurguladı. Prof. Dr. Bozlağan şu ifadeleri kullandı: “Metro yaptığınız şehrin topografyası çok önemli. İstanbul’un topografyası metro yapını zorlaştıran bir topografya. Raylı sistemlerle ulaşımı sağlayan Londra dümdüzdür. Şehir içerisinde tepelik alan neredeyse hiç yoktur. Öte yandan uzun metro hattı olan Tokyo da genel olarak düzüdür. Dolayısıyla o şehirlerin arazileri metro yapını kolaylaştıran arazilerdir. Ama İstanbul’un topografyası metro yapımını zorlaştırıyor. Ayrıca metro sistemleri pahalı sistemlerdir. Biz bir İngiltere kadar zengin değiliz. Dolayısıyla bizim ana güzergahlarda metro inşaatı yapabiliriz. Bunun dışındaki yerlerde metroyu besleyecek hatlar yapmamız gerekir. Bunlar kısmen yeraltından ve üstünden giden raylı sistemlerdir. Bir de İstanbul’da tercih edilmesi gereken iki yaka arasında teleferik sistemi. İstanbul’un topografyası teleferiğe çok uygun. Çünkü şehir vadilerden ve tepelerden oluşuyor. İstanbul’un tepelerini teleferikle birleştirebilirsiniz. İnsanlar teleferiği çok tercih eder. Çünkü teleferiğin insana hoş gelen bir tarafı var. Müthiş bir manzara seyretme şansınız olur.”
Kaynak: İHA