Ramazan Ayı ve Orucun Fıkhi Boyutu Konulu Hutbe

Malatya’nın Doğanyol ilçesi Koldere köyü Camii Din Görevlisi Alaattin Güley’in hazırladığı, "Ramazan ayı ve orucun fıkhi boyutu" konulu hutbe, 27 Temmuz Cuma günü camilerde hutbe olarak okunacak.

Güley, "Ramazan ayı ve orucun fıkhi boyutu" konulu hutbesinde şu bilgilere yer verdi: "Evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennem azabından kurtuluş olan Ramazan ayı, göklerin kapılarının açıldığı, cehennem kapılarının kapatıldığı, şeytanların zincirlere vurulduğu, ödülü dünyada da ahirette de bayram olan müstesna bir zaman dilimidir. Kur'an'ın, çölleşen yürekleri yeşertmek için bu ayda inmeye başlaması ve İslam'ın beş temel esasından biri olan oruç ibadetinin Ramazan ayı içerisinde ifa edilmesi onu zirveye ulaştırmış, oruç sayesinde Ramazan ayı on bir ayın sultanı olmuştur."

Güley, bütün ibadetlerde olduğu gibi oruç ibadetinin de belli ilke ve kurallara göre ifa edildiğini belirterek, bu kuralların dışına çıkıldığında oruca zarar verilmiş olunacağını aktardı.

Güley, "Öncelikle Ramazan orucu tutan kişinin, bilerek bir şeyi yiyip içmesi ki bu; 'yenilmesi mutat olan bir yiyeceğin susam tanesi kadarını dahi yemekle gerçekleşir' ve de cinsel ilişkide bulunması, hem orucunun bozulmasına neden olur hem de kaza ve kefaret orucu tutmasını gerektirir. Kaza orucu; bozulan orucun yerine, gününe gün oruç tutmaktır. Kefaret orucu ise; bilerek, bir zorunluluk olmaksızın bozulan Ramazan orucunun yerine, iki kameri ay ya da atmış gün peş peşe oruç tutmaktır" ifadelerini kullandı.

"Oruçlunun yanılarak bir şey yiyip içmesi orucunu bozar ancak, bu sadece bir gün kaza orucu gerektirir" diyen Güley, iftar oldu zannederek ya da sahur için vakit var zannederek yiyip içmek gibi, yenilmesi mutat olmayan un, hamur, zeytin çekirdeği gibi şeylerin yenilmesi, toprak, demir, içi olmayan kabuklu ceviz ve badem gibi şeyleri yutmak, kendi isteği ile ağız dolusu kusmak, abdest alırken isteği dışında boğazına suyun kaçması gibi nedenlerin orucun bir gün kaza edilmesini gerektirdiğini, bu gibi nedenlerle orucu bozulan kimsenin ise akşama kadar yiyip içmemesi ve cinsel ilişkide bulunmamasının vacip olduğunu belirtti.

Güley, oruçlu kişinin unutarak yiyip içmesi halinde orucun bozulmadığını, oruçlu olduğunu hatırladığı an yemeyi içmeyi bırakarak orucuna devam etmesini, kendisine bir şey gerekmediğini kaydetti.

Güley, konuyla ilgili olarak "Bir kimse oruçlu olduğunu unutarak yer, içerse orucunu tamamlasın, bozmasın. Çünkü onu Allah yedirmiş ve içirmiştir" hadisi şerifini hatırlattı

Oruç tutamayacak durumda olanlara da hazırladığı hutbesinde değinen Güley, şöyle devam etti: "Bir kimse oruç tutamayacak derecede hasta olur, sefer mesafesi yolculuğa çıkar, gebe ve çocuk emziren olursa oruç tutmayabilir. Tehdit veya aşırı açlık, susuzluk nedeniyle orucunu bozabilir. Bu kişiler daha sonra oruçlarını gününe gün kaza ederler. İyileşme ümidi olmayan hastalar ile oruç tutamayacak derecede yaşlı ve düşkün olanlar ise Ramazan'ın her bir günü için bir fidye verirler. Bir fidyenin tutarı, Ramazan ayında belirlenen bir fitre miktarıdır. "
Kaynak: İHA