Adana BTÜ Rektörü Ersoy’dan “Kampus Alanı” Açıklaması

Adana Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adem Ersoy, kendilerine tahsis edilen kampus alanı ile ilgili Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Alper Akınoğlu ve bazı öğretim üyelerinin ‘taraflı, haksız, maksatlı, önyargılı’, kamuoyunu yanıltıcı ve karalayıcı bir propaganda yürüterek kendilerini üzdüğünü söyledi.

Adana BTÜ Rektörü Ersoy’dan “Kampus Alanı” Açıklaması
Ersoy, Adana içinde, devletin yeni kurulacak üniversiteler için devletin koyduğu kriterlere uygun alan başka alan bulunamadığını açıkladı.

BTÜ Rektörü olarak tahsis edilen kampus alanı ile ilgili bugüne kadar sessiz kaldığını ancak yoğun bilgi kirliliği ve maksatlı propagandaların kendilerini üzdüğünü belirten Prof. Dr. Adem Ersoy, yaptığı yazılı açıklamada gelinen süreçle ilgili kamuoyunun aydınlatılmaya muhtaç olduğunu ifade etti.

Devletin, yeni kurulan üniversitelere kampus yeri tahsisinde, kampus yerinin hazine arazisi olması, merkez kampus alanının en az 1500-2000 dönüm büyüklükte tek parça olması ve bu hazine arazisinin yakınında veya içinde kanalizasyon, su elektrik, ulaşım, telefon ve barınma gibi altyapı imkanlarının bulunması şartı getirdiğini kaydeden Adana BTÜ Rektörü Prof. Dr. Ersoy, “Yani, devlet kamulaştırma ve altyapı için yeterli desteği vermemekte, bunun yerine bina ve laboratuar için yatırım vermektedir. Bu bağlamda, Adana içinde ve çevresinde bizzat kendim Adana Defterdarlık elemanlarıyla 15 gün gezdim. Hazine arazilerine ve binalarına baktık, inceledik ve değerlendirdik. Birkaç örnek vermek istiyorum: Tekelin fabrika alanı özel sektöre aittir. Tekelin idari binaları ise daha önce Çukurova Kalkınma Ajansına devredilmiştir. Mersin yolu Çukobirlik fabrika alanı ise Adalet Bakanlığına tahsis edilmiştir. Ayrıca, binaların yapı güvenliği konusunda ciddi problemleri söz konusudur. Zira oturulamaz deprem raporu mevcuttur. Çukobirlik alanında bunlar olmasa bile kampus için yeterli olmadığından bu alana ancak bir fakülte kurulabilir. Organize Sanayi Bölgesi Kürkçüler yakınında yaklaşık 600 dönümlük bir hazine alanı bulunmaktadır. Bu alanın 200 dönümü özel mülkiyettir; yani kişilere aittir. Kamulaştırılmasının uzun süreç alması, kişilerle sorunlar yaşanması, burada altyapının bulunmaması ve devletin kamulaştırma için para ödememesi nedenleriyle, devletin kampus ile ilgili kurulu buraya sıcak bakmamıştır. Ayrıca bu alan kampus için yeterli büyüklükte değildir. Çatalan bölgesinde kampus için yeterli büyüklükte bir arazi tespit edilmiştir. Burası kampus için ideal bir alan olmasına rağmen, şehir merkezine 35 km uzaklıktadır; altyapısı yoktur ve üstelik yol da yetersizdir. Mevcut yol tek şeritlidir ve şehir merkezine de bir-bir buçuk saatte ulaşılmaktadır. Benim çok istememe rağmen, altyapının buraya ulaştırılması yıllar alacağından ve devletin altyapı için yeterli kaynak ayırmamasından, öğrencilerin üniversite tercihlerini yaparken üniversiteleri gezmeleri ve hatta bölümleri incelemeleri bilindiğinden, buraya öğrenci ve öğretim üyesi getirmek zor olacak ve bu süreç uzun yıllar alacaktır. Bu nedenlerle devletin ilgili birimleri burayı da tahsis etmemiştir. Adana 'nın Ceyhan, Karaisalı ve Kozan gibi ilçelerinde üniversitenin gelişimi arzu edilen seviyede olamayacağı sebebiyle merkez kampus olarak ilçeler de değerlendirilmemiştir. Neticede Adana içinde ve çevresinde üniversite kampusü olabilecek hazineye ait, altyapı açısından uygun bir alan bulunamamıştır” dedi.

18.10.2011 tarih ve mükerrer 28088 sayılı Resmi Gazete 'de yayımlanan 2011/2303 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı, 2012 yılı programının uygulanması, koordinasyonu ve izlenmesine dair 10. Maddesinin 3. Fıkrasına göre, 2006 yılı sonrasında kurulan ve kurulacak üniversitelerin kampus yerinin ilgili madde ile oluşturulan kurul tarafından tespit edileceği kararına bağlandığını hatırlatan Prof. Dr. Adem Ersoy, bu kurulun Maliye Bakanlığı Müsteşarı, Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı, Kalkınma Bakanlığı Müsteşarı, Kredi Yurtlar Kurumu Genel Müdürü, YÖK Başkanı, Kurulan Üniversitedeki ilin Valisi, Büyükşehir Belediye Başkanı ve Üniversitenin Rektöründen oluştuğunu kaydetti.

“AKINOĞLU 'NUN SÜREÇTEN HABERİ VAR”

Söz konusu kurulun mülkiyeti hazineye ait olan ve Çukurova Üniversitesi tarafından kullanılan kuzeyi Otoban, doğusu Kozan Yolu, güneyi Yeşil Bulvar ve batısı PTT Evleri yerleşim alanı ile sınırlandırılmış otobanla ana Ç.Ü. kampusundan ayrılan, Çukurova Üniversitesinin en güneyinde uç noktada, Ç.Ü. Rektörlüğüne 9.5 km mesafedeki alanın 1758 dönümü Adana Bilim ve Teknoloji Üniversitesine tahsis ettiğini kaydeden Ersoy, şöyle devam etti: “Bu alanın seçilmesi hazine arazisi olması, altyapısının olması, her iki üniversitenin devlet üniversitesi olması anlayışı, Çukurova Üniversitesinin çok geniş bir araziye sahip olması gibi faktörler devletin ilgili birimlerince gerekçe olarak belirlenmiştir. 2013 yılı yatırımı alabilmek için genel jeolojik ve geoteknik etüdünün, yerleşke planlama ve projelerinin yapılması gerekmektedir. Bu nedenle, 6 cm çapında ve 15 m derinliğinde, 20 adet sondaj çalışması sırasında bazı öğretim üyeleri ve Ziraat Fakültesinden getirilen öğrencilerle emniyet güçleri arasında asla tasvip edemeyeceğimiz olaylar yaşanmış ve yaşananlar hepimizi derin üzüntüye boğmuştur. Benzer jeolojik ve geoteknik etüt çalışması Sn. Prof. Dr. Alper Akınoğlu 'nun rektörlüğü döneminde Ç.Ü. Merkez kampusunun tarım arazilerinde de yapılmıştır. Samimiyetle ve önemle belirtiyorum ki, şahsım ve Adana Bilim ve Teknoloji Üniversitesi, yaşanan bu olayların tarafı değildir. Şöyle ki, bu alanın tahsisi ile ilgili yazı ve sondaj çalışma yazısı yaklaşık 2 ay önce Çukurova Üniversitesi Rektörlüğüne resmi yazı ile bildirilmiştir. Çukurova Üniversitesi Rektörünün süreçten haberinin olmadığı açıklaması kesinlikle doğru değildir. Sayın Adana Valimiz de bizzat süreci Sn. Prof. Dr. Alper Akınoğlu 'na net olarak anlatmıştır.”

ÜNİVERSİTE ALANININ SADECE YÜZDE 3 'Ü YAPILAŞACAK

Adana BTÜ 'ye tahsis edilen toplam alanın sadece yüzde 3 'ünün yapılaşmada kullanılacağını ifade eden Ersoy, toplam alanın yüzde 97 'sinin yeşil alan kalacağını vurguladı. Ersoy, “Çünkü Adana BTÜ 'Şehir Üniversitesi ' olarak yapılanacaktır. Yani, Denizcilik Fakültesi deniz kenarına, Hava ve Uzay Bilimleri Fakültesi hava alanı yakınına, Turizm Fakültesi şu an tahsis çalışması yapılan ve restore edilen Tepebağ 'daki tarihi Gazi Mektebi binasına, Güzel Sanatlar, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Cumhuriyetin ilk dönemi fabrikalarından olan Milli Mensucat 'ın yerine kurulacaktır. Dolayısıyla tahsis edilen alanda sadece Rektörlük Binası ve birkaç fakülte olacaktır. Üniversitemize tahsis edilen alandaki gen bahçesi olarak belirtilen portakal bahçesi yaklaşık toplam tahsis alanının yüzde 10 'u kadardır” dedi.

ÇEKİNCELERE KARŞI NET TAAHHÜTLER

Yetkililere defalarca resmi-gayri resmi olarak yazılı ve sözlü olarak taahhüt edilen hususları kamuoyu ile de paylaşan Prof. Ersoy, bu hususları da şöyle sıraladı: - Tahsis edilen arazideki portakal bahçesi alanında kesinlikle alt ve üst yapı olmayacak. - Tahsis edilen arazide hiçbir ağaç kesilmeyecek, aksine daha da yeşillendirilecek ve alan botanik bahçesi gibi Adana 'nın en güzel alanı olacak. - Yüzde 3 'lük yapılaşma boş alana, Kozan yolu kenarına) yapılacak. Dolayısıyla Üniversite içinde üniversite olmayacaktır. Yani Kozan yolu ile Çukurova Üniversitesi Rektörlüğü arası 9.5 km 'dir. - Ziraat Fakültesinin talebi halinde portakal bahçesi kullanılabilecek. Portakal bahçesi korunacat. Ziraat Fakültesi gerekli eğitimi ve araştırmasını yapabilecek. Bu konular için “Hukuki Protokol” ve her türlü garanti sağlanacak.

“Ç.Ü REKTÖRÜ BTÜ 'YE DESTEK DEĞİL KÖSTEK OLUYOR“
İletişim ve diyaloğa açık olduklarını, bu kapsamda arazi tahsisi yapılmadan önce dönemin Ziraat Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Ayzin Küden 'i aradığını ancak geri dönüş olmadığını anlatan Rektör Ersoy,“Sanki arazilerimizin Başbakanlık Toplu Konut İdaresine, Belediyeye, ya da bir sanayi tesisine tahsisi yapılmış, tamamı betonlaştırılacak gibi gösterip, beni ve Adana Bilim Teknoloji Üniversitesini hedef gösteren yaklaşımı art niyetli buluyorum. Doğaya ve çevreye saygılı Adana 'nın akciğeri olacak bir kampus hedeflemekteyiz. Neticede bu ülke hepimizin. Her iki üniversite de bizim. Anlaşma, diyalog, iletişim varken anlamsız ve gereksiz kavga niye? Çukurova Üniversitesi, Mersin Üniversitesini, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesini ve Osmaniye Korkut Ata Üniversitesini doğurmuştur. Çukurova Üniversitesi Rektörü Adana BTÜ 'ye destek yerine köstek olmakta, her gün engel çıkarmaktadır. Bir-iki örnek vermek gerekirse: Ç.Ü. Rektörü imzalı Ç.Ü. 'den birkaç memur Adana BTÜ 'ye geçici olarak görevlendirilmiş ve birkaç gün sonra makam şoförü dâhil geri çekilmiştir. Ç.Ü. 'de bulunan Maliye Bakanlığına ait bütçe ve maaşlarla ilgili “SAY” sistemi bile kullandırılmamıştır. Bizler geçiciyiz ancak üniversiteler ve Adana kalıcıdır. Ç.Ü. ' den üniversitemize yatay geçiş için birkaç idari personel başvurmuştur. Bu yatay geçişler için muvaffakat verilmemiştir. Hatta bu arkadaşlar Ç.Ü. 'de pasif görevlerdedir. Bunların Üniversitemizde bir üst kadroya gelecekleri için yatay geçişlerinin engellenmesi yasal değildir. Bu tutum ve davranışları takdirlerinize sunuyorum” diye konuştu.

“İŞ GARANTİLİ ÜNİVERSİTE OLACAĞIZ”
Tahsis edilen kampus alanı Ç.Ü. Rektörlüğü tarafından idare mahkemesine taşındığını, yargının kararına saygı duyacaklarını belirten Ersoy, sözlerini şöyle tamamladı: 'Adana Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Adana 'nın iftihar edeceği bir kurum olacaktır. Hedeflerimiz çok yüksektir. Az öğrenci alacağız, asla ikinci öğretim ve yaz okulu açmayacağız. İş garantili üniversite olacağız. Eğitim-öğretimin yanında, proje merkezi, araştırma merkezi ile kendi ayakları üzerinde duran, uygulamalı sanayi işbirliği ve diğer paydaşlarla gerçek işbirliği yapan ve teknolojik ürün üreten bir üniversite olacağız. Bunları zamanla hep birlikte göreceğiz. Bu konuda herkes taşın altına elini koymalı, köstek değil destek olmalıdır. Bütün öneri, dileklere kapımız ve gönlümüz açıktır. Bu aşamada Ç.Ü. Rektörlüğü ağabeylik görevini yerine getirmeli, diyalog ve iletişim kapılarını kapayıp medya üzerinde yıpratma kampanyalarına son vermelidir! Ç.Ü. Rektörü “Adana BTÜ tabela üniversitesidir!” gibi küçük düşürücü söylemlerinden vazgeçmelidir. Projelerimizin meyvelerini ve uygulamalarını birkaç yıl içinde hep birlikte göreceğiz. Asla tarafı olmadığımız ve tasvip etmediğimiz ancak yaşanmış geçen haftaki tatsız olaylara karışan öğretim üyelerine geçmiş olsun dileklerimi arz ederim. On beş yılı aşkın süre mensubu olmaktan iftihar ettiğim Ç.Ü 'nün rakip değil, en büyük destekçimiz olması gerektiğini hatırlatmak isterim”
Kaynak: İHA