Hisarcıklıoğlu’ndan İslam Ülkelerine: Tercihli Ticaret Anlaşmasını İmzalayın

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, İslam ülkelerine bir arada olmalarını, ticari bağlarını güçlendirmelerini önerdi.

Hisarcıklıoğlu’ndan İslam Ülkelerine: Tercihli Ticaret Anlaşmasını İmzalayın
Bu ülkelerin bir birlerine vize uyguladıklarından yakınan Hisarcıklıoğlu, “Ortak ticaret kuralları bile koyamıyoruz. Ülkelerimiz arasında ticarettin artırılmasının önemli bir mekanizması olan İslam Ülkeleri Arasında Tercihli Ticaret Sistemi anlaşmasını (TPS-OIC) bile daha yürürlüğe sokamadık. 57 İslam ülkesinden sadece 10’u onayladı. Diğer 47 ülkenin de bu anlaşmayı onaylayıp imzalamasını bekliyoruz.” dedi.

İslam Ticaret ve Sanayi Odası (ICCI)’nın 28. Genel Kurulu yapıldı. Toplantıya; Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu, ICCI Başkanı Şeyh Saleh Kamel ile TOBB Başkanı ve ICCI Başkan Yardımcısı Rifat Hisarcıklıoğlu katıldı.

Genel kurulda ICCI üyelerine hitap eden Hisarcıklıoğlu, dünyada siyasi dengelerin ve ekonomik anlayışların yeniden şekillendiğini belirtti.

2010 Aralık ayından bu yana Ortadoğu ve Kuzey Afrika’nın ciddi bir değişimden geçtiğini vurgulayan Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti: “Burada, biz iş dünyası temsilcilerine büyük bir rol düşüyor. Bu salonu dolduran kanaat önderiyiz. Ama ülkelerimizde bizlerin izinden gidecek yüz binlerce girişimci var. Biz, insanlara iş, aş ve barınma imkânı sunmak durumundayız. Bunun yolu da ticaretten, üretimden ve yatırımdan geçiyor. Kısaca, girişimcilikten geçiyor. Çünkü karşılıklı ticareti ve yatırımı artıramayan ülkeler, yeni süreçte kaybedenler olacak. İşbirliğini artıran ülkelerse birlikte kar edecek. İslam dünyası olarak artık her alanda herkesten daha süratli hareket etmek, herkesten daha somut adımlar atmak durumundayız. Vakit, nakittir. Bizim inancımıza göre hesap gününde en ağır sorulardan biri de bize verilen ömrün, bize tanınan vaktin nasıl kullanıldığı olacak. Şimdi kendimize soralım. İslam dünyası olarak, İslam dünyasının kanaat önderleri olarak bu soruya hakkıyla cevap verebilecek miyiz? Biz ne yazık ki, İslam dünyası olarak bugüne kadar aramızdaki işbirliği adına çok az şey ürettik. Büyük gücümüzü ve potansiyelimizi kullanamadık. Bu konuda, atılması gereken adımları sadece hükümetlerden beklemeyelim. Bizler, iş dünyası temsilcileri olarak cesur ve kararlı çalışmalar ortaya koyalım. Örneğin, yeni gündeme gelen sağlık turizmi konusunda somut adımlar atabiliriz.“
İslam ülkelerinin dünya nüfusunun dörtte birini oluşturduğunu anlatan Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti:

“Bakın, bugün Avrupa yaşlanıyor, bizim elimizde onlarda olmayan büyük bir cevher var; bizim insan gücümüz var. Bu gücü akıllıca değerlendirmemiz gerekiyor. Çünkü yaşlı toplumlar dünyanın geçmişini, bizim gibi genç toplumlar ise geleceği temsil ediyor. Sayısı 1,5 milyarı aşan insanımızın bir dezavantaj olmadığını biliyoruz. Ama bu avantajı tam olarak kullanabilmemiz için eğitime daha fazla kaynak ayırmamız gerekiyor. Genç beyinlerimizi birer girişimci olarak yetiştirmemiz gerekiyor. Ve belki de en önemlisi, kadınlarımızı değerlendirmemiz gerekiyor. Nüfusumuzun halen yararlanamadığımız yarısını iş hayatına kazandırırsak, bizim önümüze kimse geçemez.

İkinci önemli konu enerji zenginliğimiz. Dünya petrol rezervlerinin yüzde 69’una, dünya doğalgaz rezervlerinin yüzde 57’sini elimizde bulunduruyoruz. Ama bu kaynakları değerlendirmeyi de bilmeliyiz. Bugünün tüketenleri değil, yarının üretenleri olmalıyız. Kaynaklarımızı spekülatif finansal yatırımlar yerine fiziki yatırımlara yönlendirmeliyiz. Üçüncü önemli gücümüz de sanayi gücümüzdür. Biliyorum, birçoğunuza garip geliyor, ama aramızda sanayi devi haline gelen ülkeler var. Avrupa dünyanın en büyük piyasalarından. Gelişmekte olan ülkeler arasında Avrupa’ya Çin’den sonra en fazla sanayi malı satan ülke kim biliyor musunuz? Evet, Türkiye. Artık dünyanın sayılı üretim güçleri arasına girdik. Türkiye, İtalya ile Hindistan arasındaki geniş coğrafyanın en önemli sanayi gücü konumunda. Diğer taraftan, İslam ülkeleri olarak küresel karar alma noktalarında da söz sahibi olmalıyız. Bakın bu da değineceğim dördüncü noktadır. Küresel ekonominin geleceğine ilişkin kararlar G20’de alınıyor. Biz, orada da 3 ülke ile temsil ediliyoruz. Endonezya, Suudi Arabistan ve Türkiye olarak bu platformda daha yakından çalışarak ortak menfaatlerimizi korumalıyız. 1,5 milyarlık İslam dünyasının sesi olmalıyız.” Avrupa ve Amerika ülkelerinin ekonomide yekvücut olduğuna işaret eden TOBB Başkanı ve ICCI Başkan Yardımcısı, “Neden bu ülkeleri örnek almıyoruz? Bu ülkeler dünyanın en gelişmiş ekonomilerinden. Demek ki yaptıklarının bir hikmeti var. Biz daha aramızdaki vize ve gümrük engellerini aşamadık. Ortak ticaret kuralları bile geliştiremiyoruz. Ülkelerimiz arasında ticarettin artırılmasının önemli bir mekanizması olan İslam Ülkeleri Arasında Tercihli Ticaret Sistemi anlaşmasını (TPS-OIC) bile daha yürürlüğe sokamadık. 57 İslam ülkesinden sadece 10’u onayladı. Diğer 47 ülkenin de bu anlaşmayı onaylayıp imzalamasını bekliyoruz. “ ifadelerini kullandı. Rifat Hisarcıklıoğlu, İslam ülkelerinin sanayici ve tüccarlarından da "Bu konuda lütfen hükümetlerinizden talep edin. Baskı uygulayın. Aramızdaki ticaretin artırılmasının önünü açalım. Zenginlik artsın. Halkımız daha zengin olsun. " talebinde bulundu. Hisarcıklıoğlu, İslam toplumlarını birbirine bağlayacak, oto yollar, demir yolları ve hava yolu taşımacılığına ihtiyaç bulunduğunu da aktardı.