İnternet Andıcı Davasında Savunmalar Tamamlandı
İnternet Andıcı davası davasında, firari sanıklar Bedrettin Dalan ve Mustafa Bakıcı ile hakkında yakalama kararı bulunan Nusret Taşdemir dışındaki son sanık Altınay Şahin de savunmasını tamamladı.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen, 16'sı tutuklu 29 sanıklı İnternet Andıcı davasının 58'inci duruşmasında İlker Başbuğ, Hasan Iğsız ve Hifzı Çubuklu'nun da aralarında bulunduğu15 tutuklu sanık hazır bulundu. Konuşmalarındaki üslubu nedeniyle duruşmalardan men edilen tutuklu sanık Serdar Öztürk'ün gelmediği duruşmaya, başka suçtan tutuklu Hasan Ataman Yıldırım ile diğer tutuksuz sanıklar Altınay Şahin, Fatih Koca ve Recai Alkan katıldı.
Görev süresi dolmadan emekliliğini isteyen Jandarma Genel Komutanı Atilla Işık ile İlker Başbuğ'un eşi Sevim Başbuğ da duruşmaya izleyici olarak katılan sanık yakınları arasında yer aldı. Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, kimlik yoklamasının ardından tutuksuz sanıklardan Altınay Şahin'den savunmasını yapmasını istedi. 1987 yılında Harp Okulundan mezun olduğunu belirterek sözlerine başlayan Yarbay Altınay Şahin, Mersin'de Bakım Onarım Komutanlığı'nda birlik komutanı olduğunu söyledi.
Altınay Şahin savunmasında, "Bırakın burada bulunan sanıkları tanımayı, direk bağlı olduğum Hasan Ataman Yıldırım'ı bile burada tanıdım. İddia edilen Ergenekon Terör Örgütünün TSK içindeki yapılanması ve faaliyetleri kapsamında görev yaptığım iddialarını kabul etmiyorum. Mesai arkadaşlarım Recai Alkan, Fatih Koca ve Cem Şimşek ile yaptığım telefon konuşmaları, hayatın doğal akışına aykırı olmadığı gibi normalden azdır. Sahteliği açıklanan delil ve belgeleri ve üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum." ifadesini kullandı.
İLKER BAŞBUĞ'UN YAKINI, DURUŞMA SALONUNDA BAYILDI
Mahkeme Başkanı Özese, Şahin'in soruşturma aşamasında savcılık ve sorgu hakimliğinde verdiği ifadeleri okuduğu sırada, "Adam fenalaşıyor." diye bağrıldığı duyuldu. İzleyiciler arasında bulunan bir doktor, bu kişiye ilk müdahaleyi yaptı. Yere yatırılarak ayakları sandalye ile havaya kaldırılan kişinin, duruşmaya Sevim Başbuğ ile birlikte geldiği ve Başbuğ ailesinin yakın dostu olduğu öğrenildi. İsminin Tamer Tunca olduğu öğrenilen bu kişinin, yattığı yerden "Paşa çıkacak. Bir genelkurmay başkanına bu yapılır mı? Bu mahkemeler özür dileyecekler. Utansınlar, ayıp." diye bağırdığı duyuldu. İlker Başbuğ'un eşi Sevim Başbuğ ise "Böyle yapma, İlker üzülecek." diye karşılık verdi.
Görev süresi dolmadan emekliliğini isteyen Jandarma Genel Komutanı Atilla Işık ile İlker Başbuğ'un eşi Sevim Başbuğ da duruşmaya izleyici olarak katılan sanık yakınları arasında yer aldı. Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, kimlik yoklamasının ardından tutuksuz sanıklardan Altınay Şahin'den savunmasını yapmasını istedi. 1987 yılında Harp Okulundan mezun olduğunu belirterek sözlerine başlayan Yarbay Altınay Şahin, Mersin'de Bakım Onarım Komutanlığı'nda birlik komutanı olduğunu söyledi.
Altınay Şahin savunmasında, "Bırakın burada bulunan sanıkları tanımayı, direk bağlı olduğum Hasan Ataman Yıldırım'ı bile burada tanıdım. İddia edilen Ergenekon Terör Örgütünün TSK içindeki yapılanması ve faaliyetleri kapsamında görev yaptığım iddialarını kabul etmiyorum. Mesai arkadaşlarım Recai Alkan, Fatih Koca ve Cem Şimşek ile yaptığım telefon konuşmaları, hayatın doğal akışına aykırı olmadığı gibi normalden azdır. Sahteliği açıklanan delil ve belgeleri ve üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum." ifadesini kullandı.
İLKER BAŞBUĞ'UN YAKINI, DURUŞMA SALONUNDA BAYILDI
Mahkeme Başkanı Özese, Şahin'in soruşturma aşamasında savcılık ve sorgu hakimliğinde verdiği ifadeleri okuduğu sırada, "Adam fenalaşıyor." diye bağrıldığı duyuldu. İzleyiciler arasında bulunan bir doktor, bu kişiye ilk müdahaleyi yaptı. Yere yatırılarak ayakları sandalye ile havaya kaldırılan kişinin, duruşmaya Sevim Başbuğ ile birlikte geldiği ve Başbuğ ailesinin yakın dostu olduğu öğrenildi. İsminin Tamer Tunca olduğu öğrenilen bu kişinin, yattığı yerden "Paşa çıkacak. Bir genelkurmay başkanına bu yapılır mı? Bu mahkemeler özür dileyecekler. Utansınlar, ayıp." diye bağırdığı duyuldu. İlker Başbuğ'un eşi Sevim Başbuğ ise "Böyle yapma, İlker üzülecek." diye karşılık verdi.