Tüsiad: Görüş Bildirme Saldırı Olarak Değerlendirilmemeli

TÜSİAD Yönetim Kurulu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın AK Parti Grup Toplantısı’nda derneği hedef alan sözleri hakkında bir açıklama yaptı.

Açıklamada “Eğitim gibi can alıcı bir konuda TBMM 'ye gönderilmiş bir kanun teklifine, bir sivil toplum örgütü olarak görüş bildirmek demokratik anlayışın gereğidir. Bu görüş bildirimi, katılımcı demokrasi bağlamında, bir 'saldırı ' olarak değerlendirilmemelidir. “ denildi.

Derneğin eğitime büyük önem verdiği vurgulanan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Yetişkin nüfusunun ortalama eğitimi 'ortaokul terk ' olan bir ülkede, sadece kurumlar değil her bir ferdin en önemli sorununun eğitim olması gerektiğine inanıyoruz. Bu nedenledir geçmişte eğitimin muhtelif veçheleriyle ilgili çalışmalarımızın üstüne, 2012 çalışma programımızda eğitimin niteliği konusunu birinci gündem maddesi olarak kamuoyuna duyurduk. Bu çerçevede, TBMM 'ye sunulan kademeli eğitim sistemiyle ilgili kanun teklifi hakkındaki görüşlerimizi de kamuoyuna açıkladık ve ilgili TBMM komisyonuna ilettik. Sayın Başbakanın açıklamalarından, görüşümüzün bir defa daha açıklanması ihtiyacı doğmuştur. Şöyle ki;

•Günümüzde ve gelecekte beklenen süratli teknik değişimler, toplumda herkesin bu değişime ayak uydurmak için öncelikle 'temel eğitimlerinin ve kabiliyetlerinin ' güçlü olmasını gerektiriyor. TÜSİAD olarak, yaratıcılık, yenilikçilik, araştırma, analitik vb becerilerin temel eğitim sırasında tüm çocuklarımıza güçlü şekilde verilmesi gerektiğine kanaat getiriyoruz. Bu nedenle kanun teklifiyle mesleki yöneltme ve yönlendirmenin çok erken yaşlara çekilmesinin temel eğitimin yetersiz kalmasına ve bilinçsiz meslek seçimlerine yol açacağına işaret ettik.

Temel eğitimi sağlam olmayan gençlerimizin, günümüzün ve geleceğin işgücü piyasasında giderek çeşitlenen ve detaylanan mesleklere uyumu da mümkün olmayacaktır. Nitekim eğitim konusunda ihtisas sahibi birçok sivil toplum kuruluşunun raporları, birçok gelişmiş ülkede çocukların 16 yaşına gelene kadar temel eğitimin dışında bir öğretim programı ile karşılaşmadığını ve mesleki programlara yönlendirilmediğini, bu anlamda kesintisiz eğitim hizmeti sunulduğunu göstermektedir. Öğrencilerin farklı yetenekleri aynı program içinde, seçmeli dersler ve ders dışı etkinliklerle geliştirilmektedir. Bu bağlamda 8 yıllık kesintisiz temel eğitimin önemi açıktır.

•Kanun teklifi ile ilgili açıklamamızda din eğitimi konusuna değinmemiş, mesleki eğitime bütünsel bakışla konuyu değerlendirmiştik. Sayın Başbakan gündeme getirdiği için belirtmek isteriz ki, eğitim sisteminde hangi modelin uygulanacağı sadece din eğitimi bağlamında tartışıldığı takdirde sıhhatli bir sonuca varamayız.

•TÜSİAD olarak diğer konularda yaptığımız eleştirilerin de kanun teklifinin olgunlaşmasına yardımcı olduğuna ve olacağına inanıyoruz. Bu kapsamda, okul öncesi eğitimin zorunlu eğitim kapsamına alınmasını, zorunlu eğitimin süresinin hangi tarih itibariyle uzatılacağının belirsiz bırakılmayıp, bir takvim çerçevesinde belirlenmesini talep ediyoruz.

•İlköğretimde okullaşma oranları artmasına rağmen, kızların eğitimi ülkemiz için hala önemini koruyan bir sorunudur. TÜSİAD olarak bu konuda gösterilen çabaları desteklediğimiz gibi, eğitim alanındaki her tartışmada, kızların eğitime erişimi, devamı ve tamamlaması konusundaki hassasiyetimizi güçlü şekilde ifade etmeye de devam edeceğiz. Nitekim kanun teklifinde muğlak bir düzenleme olan açık öğretimin, ikinci kademeden üçüncü kademeye kaydırılacağı yönünde beyanlar aslında TÜSİAD 'ın ve diğer eğitim STK 'larının eleştirilerinin, konunun daha detaylı düşünülmesine katkı sunduğunu teyit etmiştir.

İnsan kaynaklarının niteliğinin ekonomik, sosyal ve demokratik gelişmemiz için önemi ortadayken, bir iş dünyası temsil örgütü ve sivil toplum örgütü olarak bu konularda çalışmaya ve görüşlerimizi kamuoyuyla paylaşmaya devam edeceğiz.”