Doç.dr. Bekir Berat Özipek:

Zonguldak Karaelmas Üniversitesi'nde bir panele katılan Doç.Dr. Bekir Berat Özipek, Hrant Dink cinayetinin örgüt işi olduğunu söyledi

Doç.dr. Bekir Berat Özipek:
Zonguldak Karaelmas Üniversitesi (ZKÜ) 20. yıl etkinlikleri çerçevesinde '28 Şubat'ın 15. yılında Türkiye'de Demokrasi Kesintileri ' isimli panel düzenlendi. ZKÜ Merkez Kampüsü Prof.Dr. Arif Amirov Konferans Salonu'nda düzenlenen panele 3. Cumhurbaşkanı merhum Celal Bayar'ın torunu Marmara Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr. Emine Gürsoy Naskali, İstanbul Ticaret Üniversitesi Ticari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi, Stargazetesi yazarı Doç.Dr. Bekir Berat Özipek ve Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebitayı Bölümü Öğretim Üyesi, Karaelmas Tömer Müdürü Yrd. Doç. Dr. Hasan Özer konuşmacı olarak katıldı.

Türkiye'de demokratik yaşamı kesintiye uğratan darbelerin, muhtıraların ve her türlü demokrasi müdahalelerinin masaya yatırıldığı panelde, demokrasinin ve özgürlüklerin önünün açılması için yapılanlar ve yapılması gerekenler tartışıldı. Doç.Dr. Bekir Berat Özipek, 28 Şubat'ın 12 Eylül'ün devamı olduğunu belirterek, şöyle konuştu: 'Her darbe çok büyük acı demektir. Her darbe bizim hiç farkında olmadığımız devasa trajedilerin, devasa kederlerin yaşandığı olaylar demektir. Yanı başında olduğumuz insanın neyaşadığını biz bilemeyebiliriz. 28 Şubat'ta olduğu gibi insanlar idam edilmediler, kurşuna dizilmediler. Ama 28 Şubat nedeniyle hayatlarını kaybedenler oldu, 28 Şubat nedeniyle tüm bir geleceği çalınanlar oldu. Darbelerde birbirine benzer. Mesela; 28 Şubat 12 Eylül'ün devamı. 12 Eylül, 27 Mayıs'ın devamıdır. Generallerin yargı önünde hesap verdiği bir dönemi yaşıyoruz. Bu umut verici. Kenan Evren hakkında açılan soruşturma da 12 Eylül referandumu ile sahip olduğumuz bir kazanımdır, bu da çok değerli. Amaorduda, bürokraside gerekli kurumsal düzenlemeler gerçekleştirilmiş değildir ' Bir öğrencinin Ergenekon davası ile ilgili sorduğu soruya cevap veren Özipek, şunları söyledi: 'Ergenekon davasının iddianamesini okuduğunuzu düşünmüyorum. İddianameyi okumuş olsaydınız sadece Tuncay Güney'e veya o türden absürt bir gerekçeye bağlı olmadığını bilirdiniz. Çok büyük acılar yaşandı Türkiye'de 90'lı yılları hatırlayalım, faili meçhul cinayetleri hatırlayalım, gazeteci cinayetlerini hatırlayalım, Uğur Mumcu'nun öldürülmesinden Hrant Dink cinayetine kadar. Bütün bu cinayetler örgütlüdür veörgütsüz bir şekilde münferit olarak söylendiği bir cinayet olmadı bu ülkede. ' Celal Bayar'ın torunu Prof. Dr. Emine Gürsoy Naskali, darbelerin silahla yapıldığını belirterek şunları söyledi: 'Türk Silahlı Kuvvetleri 1960 darbesi ile birlikte tekrar tasarlanmıştır. Bugün 3-5 üst düzey ordu mensubu yargılanıyor, 'ordumuz perişan halde' diye o şekilde düşünenler var. Ama 27 Mayıs'ta 235 general ordudan ihraç edildi. 5 binin üstünde subay astsubay ordudan ihraç edildi. bu ordunun yeniden tasarlanması anlamına geliyor. Sadece ordu yeniden tasarlanmıyor, adli mekanizmada yenidentasarlanıyor. Sivil darbe meselesi var. Bence darbeler silahla olur. Silah olması şart. Sivil darbe kanunlarla olur, o kanunları yapanlarda seçimlerle gelmiş kişiler. Bir daha seçilmek için çalışmak lazım, gerekiyorsa yeni partiler kurmak lazım. Seçmeni arkanıza alarak mücadele etmeniz gerekir diye düşünüyorum ' Panel sonunda katılımcılara ZKÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhlis Bağdigen tarafından plaket verildi.
Kaynak: İHA