Her yerde tek konu Yunanistan

Avrupa Parlamentosu Liberal Grup Başkan Yardımcısı ve Türkiye Gölge Raportörü Alexander Graf Lambsdorff, "Eskiden sadece Türkiye'yi konuşurduk; şimdi meseleleri ile her yerde tek konuştuğumuz sadece Yunanistan, Yunanistan ve Yunanistan" dedi.

Belçika'nın başkenti Brüksel'de Avrupa Politika Merkezi'nin (EPC) düzenlediği 'Türkiye 2012: Öncelikler ve Zorluklar ' konulu panele konuşmacı olarak Türkiye'nin AB Daimi Temsilcisi Selim Yenel ile Avrupa Parlamentosu Liberal Grup Başkan Yardımcısı ve Türkiye Gölge Raportörü Alexander Graf Lambsdorff katıldı. Selim Yenel, konuşmasının başında Türkiye'nin içeride ve dışarıda bitmeyen meseleleri ile çok ilginç bir ülke olduğunu ifade eden panel yöneticisine cevaben, 'Aslında sıkıcı bir ülke olalımistiyorum; keşke biz de sıkıcı olsak diyorum ama bunu görmeye ömrüm yetmez herhalde ' dedi.

Bunun üzerine Türkiye Gölge Raportörü Alexander Graf Lambsdorff da, 'Merak etmeyin; Yunanistan sağ olsun, artık siz son derece sıkıcı bir ülkesiniz bizim için. Eskiden sadece Türkiye'yi konuşurduk; şimdi meseleleri ile her yerde tek konuştuğumuz sadece Yunanistan, Yunanistan ve Yunanistan ' karşılığını verdi.

Konuşmasında AB-Türkiye ilişkilerinde Türkiye'nin elinin dış politikada güçlü olduğunu ve bunun üzerinden AB ile iletişim kurmakta olduğunu anlatan Yenel, 'komşularla sıfır sorun' politikasının suya düştüğü iddialarının doğru olmadığını, bu politikanın süresiz bir vizyon olduğunu söyledi.

Türkiye'nin eskisi kadar AB'ye ilgi duymadığını doğrulayan Yenel, şu an var olan ilişkinin de 'De facto', yani fiili bir ilişki olduğunu ancak durumun bu şekilde sürdürülemeyeceğini kaydetti. Yenel, 'Gümrük Birliği'nden bu yana Türkiye'nin her elde ettiği kazanım için AB içerisinde üyelere bir şeyler verildi. Gümrük Birliği için Yunanistan'a, Helsinki'de yine Yunanistan'a, 2004'te müzakere tarihi almak için bu sefer Rumlara, 2005'te müzakereleri açmak için Avusturya'ya... Artık hiç kimseye hiçbir şeyinverilemeyeceği bir aşmadayız. Elbette hala ek protokolden bahsedebilirsiniz, ancak Türkiye bıktı artık bu durumlardan ' dedi

Lambsdorff ise, konuşmasının başında Fransa'da geçirilmeye çalışılan inkar yasasının 'derinden kusurlu' olduğuna inandığının altını çizdi. Lambsdorff, daha sonra AB-Türkiye ilişkileri ve Türkiye'deki meselelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Müzakereler başladıktan sonra normalde ilişkilerin sürekli daha iyiye gitmesi gerekirken tersi durum yaşandığını ifade eden Lambsdorff, bunun sebeplerinden birinin Türkiye'nin AB üyeliği konusunda ABD'nin yaptığı baskı olduğunu savundu. Lambsdorff sözlerine şuşekilde devam etti: 'Müzakereler her ne kadar teknik bir süreç de olsa bunun başlaması aslen politik bir fikir birliğine bağlı ve Türkiye üzerinde bu konsensüs oluşmamıştı. Sürecin başlamasıyla biz elbette bundan böyle Türkiye'de olup bitenleri daha yakından takip ediyoruz. Örneğin anayasa reformlarıyla ilgili sürecin devamı gelmedi. Türkiye'deki konuştuğumuz tüm taraflar, anayasa sürecinde dengesizlik hakim olduğunu bize iletiyor. Kürt meselesi de ayrı bir muamma oldu. Büyük bir açılım hareketinden sonra tam tersiistikamette şeyler yapılıyor ve binlerce insan hapislerde. Ergenekon davasının, hukukun üstünlüğü ve demokratik kurumların düzgün işleyişinin gösterilmesi için harika bir fırsat olduğunu düşünüyorduk ancak artık kaçırılmış bir fırsat olduğunu düşünüyoruz. Türk yargı sistemi bu fırsatı eline yüzüne bulaştırdı. Gazetecilere gelince; bir sürü gazeteci hapiste. Kurumlara verilen vergi cezaları yüzünden otosansür tavan yaptı. Dolayısıyla biz gelişmelerin doğru istikamette gittiğini düşünmüyoruz artık. Tüm bunlarolurken dış politikada ve ekonomide Türkiye'yi öveceğimiz güzel gelişmeler oldu, bu doğru ama şu anda karmaşık bir imaj algılıyoruz '.
Kaynak: İHA