'kentsel Dönüşüm, Deprem Gerçeği Dikkate Alınarak Yapılmalı'

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şube Başkanı Engin Er, kentsel dönüşümün deprem gerçeği göz önünde bulundurularak yapılması gerektiğini söyledi.

Engin Er, 12 Kasım Düzce depreminin 13. yıl dönümü sebebiyle basın toplantısı düzenledi.

Er, "12 Kasım 1999 Düzce depremi, Düzce fayının hareketi sonucu oluşmuştur. Resmi rakamlarla 782 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, 2678 vatandaşımız ise yaralanmıştır." dedi.

Türkiye'nin depremsellik açısından dünyanın önemli tektonik kuşaklarından birinde bulunduğuna dikkat çeken Başkan Engin Er, " Bursa ise Türkiye’nin en aktif deprem kuşağı içinde yer almaktadır ki, Bağ bölgesi olarak adlandırılan ilçelerimizin bir kısmı hariç tamamı birinci derecede deprem bölgesinde bulunmaktadır. Yer hareketlerinin tektonik yapısı tamamen çözülmüştür. Dağ Bölgesi hariç içinden veya kenarından aktif fay hattı geçmeyen ilçemiz bulunmamaktadır." şeklinde uyardı.Son yapılan çalışmalarla Bursa ve Türkiye ölçeğinde yeni fay hatlarının bulunduğunu, bilinen eski fay hatlarının uzunluklarının ise değiştiğine dikkat çeken Başkan Er, bununla birlikte önceden yapılan deprem büyüklük tahminlerinin revize edilmesi gerektiğini söyledi.

BÜTÜN RİSKLERE RAĞMEN BURSA'DA DEPREM GERÇEĞİ GÖRMEZDEN GELİNİYORBursa'da zemininin gevşek olduğuna dikkat çeken Başkan Er, "Bütün buna rağmen halen ilimizde mevcut bulunan 1/100.000’lik planlama anayasası olarak adlandırılan planlarda deprem gerçeği yoktur. Halen uygulamada bulunan bu plan 1999 depreminden önce yapıldığından bunun alt ölçekte olan planlarında da deprem gerçeği göz önüne alınmamıştır. Bu şu demektir 1999’dan sonra yapılan yapılaşmalarda planlama açısından deprem hala yok sayılmaktadır. Şu anda devam eden ve 2040 yılını hedefleyen 1/100.000’lik olarak hazırlanan planlarda deprem olgusu planlara yansıtılmaya çalışılmaktadır." dedi.

Türkiye'de depremlere bakışta 17 Ağustos 1999 Kocaeli ve 12 Kasım Düzce depremlerinin büyük değişime neden olduğunu belirten Jeoloji yüksek mühendisi Er, "Her ne kadar bir çalışma veya söylem içine girildi ise de bir müddet sonra depremsellik gene ikinci plana atılmıştır. Konut alımında ve yapımında duyarsızlıklar başlamıştır." şeklinde konuştu.

Son olarak Van depreminin tekrar deprem gerçeğini Türkiye gündemine taşıdığını anlatan Er, şöyle konuştu: "Bu depremden sonra 'Kentsel Dönüşüm' diye bilinen 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Yasası TBMM’de kabul edildi ve yürürlüğe girdi. Buradan da açıkça görüldüğü gibi kentsel dönüşümün sebebi afetlerdir. İlimizdeki yapılaşmanın yüzde 65’inin kaçak yapılardan oluştuğu yani mühendislik hizmeti görmediği, tektonik fay tarlası olarak görülen yerlerin, sıvılaşma alanlarının, gerekli önlemler alınmadan yapılan yapılaşmaların, jeolojik alt temelli planlarla ve jeolojik-jeoteknik çalışmalarla kentsel dönüşümün yapılması gerekliğini ortaya koymaktadır."Şube Başkanı Engin Er, Bursa'da estetiğe, görünüme verilen önem kadar deprem gerçeğine önem vermeyen veya bu gerçeği anlayamayan, jeolojik ve jeoteknik çalışmaları birer yük olarak gören çok sayıda yerel idare bulunduğuna değindi.Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şubesi olarak kentte deprem bilincinin oluşması ve uygulamalardaki aksaklıkların giderilmesi için bilimsel verilere dayalı olumlu değişimlere destek vereceklerini anlatan Engin Er, geçmişte çok sayıda yanlış uygulamalarla yapılan yanlış kentsel dönüşümlerin tekrarlanmaması için ellerinden gelen katkıyı koyacaklarını söyledi.

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şube Başkanı Engin Er, yerel yönetimlere şu önerilerde bulundu:
- 1/100 bin'lik çalışmalarda deprem ve doğal afet gerçeği mutlaka işlenmelidir.
-1/1000'lik çalışmalarda doğal afetler işlenmeli ve yapılaşma esnasında gerekli önem verilmeli
-Jeoloji mühendislerinin arazi çalışmaları mutlaka ilgili idare tarafından denetlenmeli
- Yapılan jeolojik-jeoteknik çalışmalar uygulama esnasında mutlaka ilgili idare tarafından denetlenmelidir.
-Zemin özelliği bakımında uygun olmayan bölgelerdeki yapılaşma bir an önce durdurulmalı veya gerekli önlemler alınmadan yapılaşmaya müsaade edilmemelidir.
-Mevcut yapı stokları da sadece demir beton değil zemin parametreleri açısından da kontrol edilmelidir.
-Kentsel dönüşüm yukarıdaki parametreler göz önüne alınarak planlanmalıdır. Yoksa 'kentsel dönüşüm yaparak, kentsel dönüşüme muhtaç alanlar oluştururuz .