20 yıllık sırrı çözen mektup

20 yıl önce Meclis lojmanlarında işlenen cinayette çarpıcı gelişme... Cinayeti işlediğini itiraf eden Abdullah Gökalp ifadesinde, eski ANAP'lı iki milletvekilinin çocuklarıyla birlikte SHP İzmir Milletvekili Erol Güngör'ün oğlu Mustafa'yı öldürdüklerini söyledi.

20 yıllık sırrı çözen mektup
Eski SHP İzmir Milletvekili Erol Güngör’ün oğlu Mustafa Güngör’ün 24 Haziran 1991’de TBMM lojmanlarında öldürülmesinden 20 yıl sonra “cinayeti işlediğini” söyleyen hükümlü Abdullah Gökalp’in itiraflarına ulaşıldı.

Gökalp, ifadesinde, Güngör’ü, eski Devlet Bakanı Akın Gönen’in damadı Gürel Özener’in eşiyle ilişkisi olduğunu duydukları için Özener’in azmettirmesi sonucu öldürdüklerini iddia etti. Gökalp, cinayeti kendisi dışında 5 kişiyle birlikte işlediklerini öne sürdü. Gökalp, bu kişileri, Eyüp ve Yaşar isimli iki kişi ve eski ANAP’lı Muş Milletvekili Mehmet Emin Seydagil’in ismini vermediği oğlu ile eski ANAP’lı Bitlis Milletvekili Muhyettin Mutlu’nun oğulları Abdurrahim ve Şadi Mutlu olarak sıraladı. Savcılığın, Gökalp‘in ifadesindeki 5 kişi hakkında soruşturma başlattığı anlaşıldı. Gökalp’in yargılandığı dünkü ilk duruşmaya katılan baba Erol Güngör, 5 kişiden şikayetçi oldu.

Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davanın ilk duruşmasına, müşteki Erol Güngör ve avukatı Ahmet Çağlayan ile sanık avukatı Nigar Yılmaz katıldı. Mahkeme Başkanı Oktay Saday, Sakarya L Tipi Cezaevi’nde başka bir suçtan hükümlü olan sanığın duruşmada hazır bulundurulmasının istenmesine rağmen getirilmediğini söyledi.

İlk kez hepsinden şikâyetçiyim

Baba Güngör, olay tarihinde eşi ile birlikte İzmir’de olduklarını, oğlunun öldürüldüğü sırada lojmanda yalnız kaldığını söyledi. Oğlunun ölümünün ardından araştırma ve soruşturmaların gerek Meclis gerekse savcılık tarafından sürdürüldüğünü belirten Güngör, “Ben bu sanık ortaya çıkıncaya kadar şüpheli olarak kimsenin ismini telaffuz etmedim” dedi.

Güngör, sanığın Adalet Başmüfettişi ve savcıya verdiği ifadesinde, oğlunu, eski bakanlardan Akın Gönen’in damadı Gürel Özener’in eşiyle ilişkisi olduğu iddiasıyla Özener’in azmettirmesi sonucu, Sakarya’dan Eyüp ve Yaşar isimli iki kişi ve eski milletvekilleri Muhyettin Mutlu’nun oğulları Abdurrahim ve Şadi ile Mehmet Emin Seydagil’in oğlunun birlikte öldürdüklerini itiraf ettiğini anlattı. Güngör, sanıktan ve ifadesinde geçen 5 kişiden şikayetçi olduğunu söyledi.

Can güvenliği sağlanacak

Mahkeme heyeti, savcılığın da görüşü doğrultusunda, kendisi, eşi ve çocuklarının can güvenliğinin sağlanması halinde delilleri ibraz edeceğini belirten sanığın can güvenliğinin sağlanması için savcılığa yazı yazılmasına karar verdi. Mahkeme, soruşturma ve TBMM Araştırma Komisyonu’nda dinlenen 9 kişi ile sanığın ifadesinde geçen eski Bingöl milletvekili İlhami Binici, eski Malatya milletvekili İbrahim Aksoy ve eski Devlet Bakanı Akın Gönen’in tanık olarak dinlenmelerine karar verdi.

Mahkeme, sanığın ifadesinde isimlerini açıkça verdiği Gürel Özener, Şadi ve Abdurrahim Mutlu hakkında 2011/76300 hazırlık numarasıyla başlatılan savcılık soruşturmasının akıbetinin beklenmesine karar vererek, duruşmayı 1 Kasım’a erteledi.

Daha önce de soruşturuldular

Güngör’ün itiraflarında da geçen eski ANAP’lı Muş Milletvekili Mehmet Emin Seydagil ve eski ANAP’lı Bitlis Milletvekili Muhyettin Mutlu’nun oğulları ile ilgili de cinayetin ardından soruşturma yapıldı. Gürel Özener’in ismi de ilk kez, TBMM’nin hazırladığı raporda, o tarihte milletvekili olan eski Devlet Bakanı Akın Gönen’in damadı olarak geçti. Ancak yapılan araştırmalar ve hazırlanan raporlar sonucunda milletvekilleri Seydagil ve Mutlu’nun oğulları ile Özener hakkında dava açılmasına yeterli delil bulunamadı. Güngör’ün babası Erol Güngör, bunun üzerine AİHM’nde dava açarak, Türkiye’yi eksik soruşturma nedeniyle mahkum ettirdi.

Önce bıçak, sonra kurşun

20 yıl sonra lojman cinayetini anlatan Gökalp,’Banyoya çektik, can çekişiyordu. Küveti su ile doldurup, su dolu balonu susturucu olarak kullandık’ diye konuştu

Elde edilen belgelere göre, Sanık Gökalp, cezaevindeyken Adalet Başmüfettişi ve hazırlık soruşturması sırasında savcılıkta verdiği ifadesinde, şunları anlattı: “Mustafa yatakta yüzü koyun yatıyordu. Ben yatağın sağına, Abdurrahim de soluna geçti. Eyüp ışığı açtığında Yaşar ile Şadi ayaklarını tuttu. Abdurrahim ağzını kapattı. Mustafa ağzını kurtarmak isterken, ben silahı göstererek susmasını söyledim.

Romanı bıraktım

Mustafa’ya Akın Gönen’in damadı Gürel Özener’i tanıyıp tanımadığını, Gürel’in karısıyla ilişkisi olup olmadığını sordum. 30 yaşındaki bir kadınla birlikte olduğunu, ancak Gürel beyin karısıyla olmadığını yemin ederek ve yalvararak izah etmeye çalıştı.

Abddurrahim iyice sinirlenip Mustafa’nın sağ meme altına sapladı. Yaşar’a Mustafa’yı banyoya çekmesini söyledim. Mustafa halen can çekişiyordu. Abdurrahim işin bitmediğini söyleyerek, elimden silahı kaptı. Yanımda bulundurduğum balonu vererek, içine su doldurup susturucu gibi kullanmasını söyledim. Mustafa’yı banyoda küvetin yanına oturttuk. Abdurrahim sol eliyle barut izi bırakmayacak tarzda ateş etti.

Yaşar ile Eyüp sürükleyerek Mustafa’yı yatağın üzerine aldı. Yatağın yanındaki komidinin üzerinde duran Agatha Christie’nin Gece Gelen Ölüm romanını cesedin üzerine koydum. Banyodaki mermere GS Y.A.Ş.A uz S.S.G. şeklinde rujla yazdım. Aynaya yine rujla AGG şeklinde yazdım.”

Rujlu şifre çözülemedi

21 yaşındaki Mustafa Güngör, 24 Haziran 1991’de milletvekili lojmanlarında 6. sokak 23 numaralı villada, kız arkadaşı Çiğdem Taşkıran tarafından ölü bulundu. Aradan geçen 20 yıl boyunca, “Banyo kapısının üzerinde bulunan kan lekeleri, küvetteki ıslak yastıklar, banyo lavabosunun üzerinde rujla yazılmış ibareler sır olarak kaldı. Ateşli silah yarası, kesikler ve boğulma izi bulunmasına rağmen Güngör’ün nasıl ve neden öldürüldüğüne ilişkin iddialar aydınlığa kavuşmadı.

Zamanaşımına 2 gün kala

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 20 yıldır açık olan dosyada, zaman zaman soruşturmaya gelen ihbar mektupları doğrultusunda yeniden başladı. Ancak sonuç alınamadı. Başsavcılık, TBMM’de 2005’te kurulan komisyonda ortaya konulan bulguları da araştırdı ancak sonuç çıkmadı. Dosyanın zamanaşımına girmesine 2 gün kala ise halen Sakarya L Tipi Cezaevi’nde bulunan Abdullah Gökalp isimli hükümlünün Adalet Başmüfettişi ve savcılığa gönderdiği ihbar mektubu doğrultusunda Gökalp hakkında dava açıldı.