Türk Sigorta Sistemi Bölge Ülkelerine Model Olacak
Ortadoğu, Orta Asya, Balkan ile Kuzey Afrika ülkelerinin kamu ve özel sektör temsilcilerine Türk sigorta sistemi tanıtıldı. Sektörde hayata geçirilen reformların pek çok ülke tarafından örnek alındığı ifade edildi.
Ortadoğu, Orta Asya, Balkan ile Kuzey Afrika ülkelerinin kamu ve özel sektör temsilcilerine Türk sigorta sistemi tanıtıldı. Sektörde hayata geçirilen reformların pek çok ülke tarafından örnek alındığı ifade edildi.
Tanıtım toplantısı Uluslararası Sigorta Zirvesi olarak 23 – 24 Mayıs 2011 tarihlerinde İstanbul’da yapıldı. Zirveye Makedonya, Bosna Hersek, Kosova, Romanya, Slovenya, Bulgaristan, Kazakistan, Türkmenistan, Azerbaycan, Gürcistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Fas ve İran’dan sigorta sektörü temsilcileri katıldı.
Ülkeler Doğal Afet Sigorta Kurumu (DASK), Sigorta Bilgi Merkezi (SBM), Güvence Hesabı, Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM,) Sigortacılık Eğitim Merkezi (SEGEM), Emeklilik Gözetim Merkezi, Türkiye Motorlu Taşıt Bürosu, Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği (TSRŞB), Sigorta Tahkim Komisyonu gibi kurumlara başvuruda bulunarak sistemlerini kendi ülkeleri için model almak istiyor. Bu anlamda Türk Sigorta Sektörü, birçok ülke tarafından örnek bir model olarak görülüyor.
Zirvede söz alan TSRŞB Başkanı Mustafa Su, “Türkiye uluslararası alanda önemli bir oyuncu olma yolunda istikrarlı adımlar atarken, Türk sigortacılığı da rekabete açık ve şeffaf piyasa yapısıyla yabancı sermeyenin ilgi odağı olmaya devam etmektedir. Kuşkusuz bunda uluslararası finansal raporlama ilkelerinden sermaye yeterliliğine varıncaya kadar son senelerde yapılan yasal değişikliklerin, teknoloji, eğitim ve insan kaynaklarına yapılan yatırımların, mevzuat ile hukuki alt yapı çalışmalarının, çıkarılmakta olan yeni sigortacılık ürünlerinin önemli payı bulunmaktadır. Böylece Türk Sigorta sektöründe hayata geçirilen yapılanmalar birçok kurum veya ülke tarafından örnek bir model olarak gösterilmektedir” dedi.
Mustafa Su, Türkiye’nin 14 Haziran 2007′de yürürlüğe giren Sigortacılık Kanunu’nun tüketicinin korunması ve Avrupa Birliği bağlamında önemli bir aşama kaydettiğini anlattı. Yürütülen faaliyetlerin sektör için önemli olduğunu vurgulayan Su, firmaların daha sıhhatli bir yapıya büründüğüne işaret etti.
Sigortacılık sisteminin ekonomik hayatın devamı açısından çok önemli olduğunu belirten Su, ” Hiçbir ekonomi veya birey, sigorta yaptırmayacak kadar zengin değil, hiçbir ülke de başta doğal afetler olmak üzere ekonomisini zayıflatacak riskler karşısında sigortacılığa kayıtsız kalabilecek durumda değildir.” dedi.
Hazine Müsteşar Yardımcısı Burhanettin Aktaş da şu görüşleri dile getirdi:
“2000’de 15 milyon olan poliçe sayısı 2010 sonunda 63 milyona çıkmıştır. Bu rakamlar vatandaşlarımızın sigortaya ilgisini ortaya koyuyor. Ancak bu yeterli değil. Ayrıca sektörde son senelerde kârlılıkta ciddi sorunlar görülüyor, prim üretimi 2000 sonundaki 1,8 milyar TL den, 2010 sonunda 14,1 milyar TL’ ye çıktığını görüyoruz. Prim üretimi 2001′deki ekonomik bunalım sebebiyle dolar ölçeğinde yüzde 29, 2009 bunalımı sebebiyle de yüzde 13 daraldı, doğal olarak bu daralma ise sektörün hızını kesti. 2001 yılındaki daralma ancak takip eden iki yılda telafi edilirken, 2009 yılı daralması da 2010 yılında telafi edilebildi. 2011’in ilk aylarına ait veriler ise olumlu bir seyir izlendiğini gözler önüne seriyor.”
Tanıtım toplantısı Uluslararası Sigorta Zirvesi olarak 23 – 24 Mayıs 2011 tarihlerinde İstanbul’da yapıldı. Zirveye Makedonya, Bosna Hersek, Kosova, Romanya, Slovenya, Bulgaristan, Kazakistan, Türkmenistan, Azerbaycan, Gürcistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Fas ve İran’dan sigorta sektörü temsilcileri katıldı.
Ülkeler Doğal Afet Sigorta Kurumu (DASK), Sigorta Bilgi Merkezi (SBM), Güvence Hesabı, Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM,) Sigortacılık Eğitim Merkezi (SEGEM), Emeklilik Gözetim Merkezi, Türkiye Motorlu Taşıt Bürosu, Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği (TSRŞB), Sigorta Tahkim Komisyonu gibi kurumlara başvuruda bulunarak sistemlerini kendi ülkeleri için model almak istiyor. Bu anlamda Türk Sigorta Sektörü, birçok ülke tarafından örnek bir model olarak görülüyor.
Zirvede söz alan TSRŞB Başkanı Mustafa Su, “Türkiye uluslararası alanda önemli bir oyuncu olma yolunda istikrarlı adımlar atarken, Türk sigortacılığı da rekabete açık ve şeffaf piyasa yapısıyla yabancı sermeyenin ilgi odağı olmaya devam etmektedir. Kuşkusuz bunda uluslararası finansal raporlama ilkelerinden sermaye yeterliliğine varıncaya kadar son senelerde yapılan yasal değişikliklerin, teknoloji, eğitim ve insan kaynaklarına yapılan yatırımların, mevzuat ile hukuki alt yapı çalışmalarının, çıkarılmakta olan yeni sigortacılık ürünlerinin önemli payı bulunmaktadır. Böylece Türk Sigorta sektöründe hayata geçirilen yapılanmalar birçok kurum veya ülke tarafından örnek bir model olarak gösterilmektedir” dedi.
Mustafa Su, Türkiye’nin 14 Haziran 2007′de yürürlüğe giren Sigortacılık Kanunu’nun tüketicinin korunması ve Avrupa Birliği bağlamında önemli bir aşama kaydettiğini anlattı. Yürütülen faaliyetlerin sektör için önemli olduğunu vurgulayan Su, firmaların daha sıhhatli bir yapıya büründüğüne işaret etti.
Sigortacılık sisteminin ekonomik hayatın devamı açısından çok önemli olduğunu belirten Su, ” Hiçbir ekonomi veya birey, sigorta yaptırmayacak kadar zengin değil, hiçbir ülke de başta doğal afetler olmak üzere ekonomisini zayıflatacak riskler karşısında sigortacılığa kayıtsız kalabilecek durumda değildir.” dedi.
Hazine Müsteşar Yardımcısı Burhanettin Aktaş da şu görüşleri dile getirdi:
“2000’de 15 milyon olan poliçe sayısı 2010 sonunda 63 milyona çıkmıştır. Bu rakamlar vatandaşlarımızın sigortaya ilgisini ortaya koyuyor. Ancak bu yeterli değil. Ayrıca sektörde son senelerde kârlılıkta ciddi sorunlar görülüyor, prim üretimi 2000 sonundaki 1,8 milyar TL den, 2010 sonunda 14,1 milyar TL’ ye çıktığını görüyoruz. Prim üretimi 2001′deki ekonomik bunalım sebebiyle dolar ölçeğinde yüzde 29, 2009 bunalımı sebebiyle de yüzde 13 daraldı, doğal olarak bu daralma ise sektörün hızını kesti. 2001 yılındaki daralma ancak takip eden iki yılda telafi edilirken, 2009 yılı daralması da 2010 yılında telafi edilebildi. 2011’in ilk aylarına ait veriler ise olumlu bir seyir izlendiğini gözler önüne seriyor.”