Ak Parti‘den Yozgat’I Marka Şehir Yapma Atağı

Halk Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın onuruna Yozgat Grand Eser Otel‘de yemek düzenlendi.

Ak Parti‘den Yozgat’I Marka Şehir Yapma Atağı
Halk Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın onuruna Yozgat Grand Eser Otel‘de yemek düzenlendi. Yemeğe AK Parti Grup Başkanvekili ve Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ, AK Parti Milletvekili Abdulkadir Akgül, AK Parti Milletvekili Adayları Ertuğrul Soysal, Yusuf Başer, AK Parti İl Başkanı Fahri Açıkgöz, Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Uğur Bektaş, ilçe oda başkanları, işadamları ve esnaflar katıldı.

AK Partili Abdulkadir Akgül yemek öncesi yaptığı konuşmada, Yozgat’a son 8 yılda yapılan hizmetlerin diğer illere yapılan yatırımlardan daha fazla oluğunu ileri sürdü. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan‘ın şehirde yaptığı mitingdeki konuşmanın kendilerine cesaret verdiğini ve Yozgat‘ı marka şehir yapmak üzere harekete geçtiklerini aktaran Akgül, Halk Bankası Genel Müdürü Aydın‘ı da bu çerçevede şehre davet ettiklerini kaydetti.

Türkiye Cumhuriyeti tarihinde en büyük kriz ve esnafın en fazla kepenk kapattığı dönemin AK Parti iktidarından önceki 2001 krizinin olduğunu ifade eden Akgül, o dönem TESKOMB olarak esnafı yeniden canlandıracak kredi verme imkanlarını da bulamadıklarını kaydetti. "O zamanki hükümetlerden yalvara yakara görüşme talebinde bulunduk ancak, IMF’nin direterek gönderdiği bakandan randevu almaktan güçlük çektik." diyen Akgül, siyasi liderlere giderek, Kemal Derviş’ten randevu almalarına yardımcı olmalarını istediklerini aktardı. Akgül, o günleri şöyle anlattı:

"Esnaf çok güç durumda, randevu alın, bize 50 trilyon verirse biz bunu 1 katrilyon olarak esnafların kepenklerinin açılmasında büyük destek olacak ve yardımı olacak dedik. Ancak onlar da maalesef bu randevuyu sağlayamadılar. O günlerde tüm Türkiye’de kullandırılan kredi miktarı 100 trilyon lira. Kooperatiflerimizin tamamı kapalı ve 100 trilyon liranın da 90 trilyon lirası Halk Bankası’na borç. Faizler yüzde 55’ti. Krizin olduğu gece yüzde 500’e çıktı esnaf bunu ödemek zorunda kaldı. Hatta Halk Bankası’nı mahkemeye verdik. Devleti mahkemeye verdik ve mahkemeyi de kazandık. Hukuksal mücadelede başarı sağlayarak ancak yüzde 55 faizlerle geri ödeme imkanı bulduk. Bu faiz oranı da o günün şartlarında bizi bitiriyordu."

2003’te AK Parti‘nin iktadara gelmesinden sonra Başbakan Erdoğan ile yaptıkları toplantıda, "Esnaf ve sanatkarın ihtiyacı olan üç şeyi verirseniz biz ancak ayakta dururuz." dediklerini ifade eden Abdülkadir Akgül, şunları söyledi:

"Söylediklerimizi yaptırdık. Başbakanımızdan Allah razı olsun ve o günden sonra hem zarar eden Halk Bankası gerçek kuruluş amacına döndü. Ve gerçekten kar eden bir kuruluş haline geldi. Bu gün için 100 trilyon liradan 4 buçuk katrilyon yılda esnaf ve sanatkara para verir hale geldi ve bunu kullanıyoruz. Türkiye’nin her tarafından bunu kullandığımız gibi faizler oldukça düşük bir hale geldi. Bu şu demektir 8 yıl önce 100 milyar kredi vermiş olduğumuz esnaf ve sanatkar 4 yıl boyunca bu parayı bize 250 milyar olarak geri ödüyordu. Bu gün bir esnaf ve sanatkara 100 milyar para veriyoruz 4 yılın sonunda bize döndürdüğü miktar 110 milyar lira. Bunun içinde masrafları var, bunun içinde faizi var ve bunun içinde her şey var. Biz Yozgat’ı yeterli şekilde kredilendirebildik mi hayır yapamadık. Çünkü 2001 krizinden diğer iller çok hızlı çıkarken biz çok yavaş çıktık. Bunun sebebi 2001’de kapatılan banka şubeleri oldu. Yozgat’ta 2001’de Çekerek, Çayıralan ve Şefaatli’de banka şubeleri kapatıldı. Esnaf bu yüzden kredi alabilmek için gidiş geliş masrafı edebilmek durumunda kalıyordu. Bu gün başbakanımızın vermiş olduğu marka şehir talimatı ile genel müdürümüzden rica ettik, arkadaşlarımızdan rica etti. Yozgat’a yapılan hizmetleri çok daha süratlendirmek istedik, bunun bir ayağı da esnaf ve sanatkarın, KOBİ’lerin ayağa kaldırılmasıdır."

"300 MİLYON DOLARDAN 15 MİLYAR DOLARLIK DEĞERE ÇIKTIK"

Halk Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın da Türkiye’de 2001 krizinin o dönemlerde esnaflarda ağır tahribatlara yol açtığını söyledi. Kriz döneminde 80‘in üzerindeki banka sayısının 48’e düştüğünü, Halk Bankası‘nın da kamu bankası olduğu için ayakta kaldığını anlatan Aydın, şöyle konuştu:

"2003 yılı mart ayında eski parayla 12,5 katrilyon görev zararı oluşmuş. Devlet onun yerine kağıt vermiş. Peki bu verilen zararı kim karşılamış? Siz, biz, hepimiz. O günlerde bir yatırımcı grubu Halk Bankası’na talip olmuştu, Ankara’daki en prestijli bina bize aittir, o bina dahil 300 milyon dolar etmiyorduk. 2007’de halka arz yaptık 6 milyar dolar fiyat biçildi. Devlete yaklaşık 2 milyar dolar kaynak getirdik. 2010 sonlarında Halk Bank’ın değeri 15 milyar dolarları buldu. Nerden nereye gerçekten bunu söylemek gerekir. Bir ülkeyi sevmek, bir ülkenin aktifine değer kazandırmak. Biz bunu yaparken asli misyonumuz olan esnaf ve sanatkarı da bir noktadan bir noktaya getirdik. Faizler yüzde 47’diydi. Yani bir esnaf kredi çektiği zaman yüzde 47 faiz ödüyordu. Bu gün aynı esnaf bu krediyi çektiği zaman ödediği faiz eğer 1 yıl vadeli ise yüzde 5, 4 yıl vadeli kredi kullanıyorsa yüzde 6. olaraktan veriyoruz. 47 nere, yüzde 5, yüzde 6 neresi. O zaman bir esnafımıza 10, 15 bin lira lazımsa alması mümkün değildi. Alsa alsa 5 bin lira alabiliyordu. Bu gün 100 bin lira alabiliyor. Biz kooperatifleri destekliyoruz. Yozgat’taki bazı kooperatiflerimiz 35 bin, bazıları 50 bin, bazıları 75 bin lira veriyordu. Ama eniştelik ağır bastı biz Yozgat’taki bütün esnaflar 100 bin lira kredi kullansın diye bir düzenleme yaptık. Arkadaşlarımıza yetki verdik. Biz bunları Yozgat’a bir rüşvet olarak vermiyoruz. Halk Bank’ın mali yapısı son derece güçlüdür. 12.5 katrilyonluk zarardan 2003’ten sonra devletin hazinesine yaklaşık 10.5 katrilyonu geri iade ettik. Hemen hemen 300 milyon değer etmeyen bir bankayı bu gün 15 milyara getirdik. İnşallah bu üç ilçemizde de karlı ve verimli Halk Bank olacak. Ama size büyük görevler düşüyor. Bilhassa başkan arkadaşlardan rica ediyorum. Kişileri kurtarmak yerine o ilçenin tümünü birden göze alalım."

AK Parti Grup Başkanvekili ve Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ da Türkiye’nin büyümesinin ve bugünlere gelmesinde istikrarlı yönetimden kaynaklandığını belirterek, "Türkiye büyüdüğü zaman herkes büyüyor. Büyüyen Türkiye istikrarlı bir yönetimden kaynaklanıyor. İstikrar olduğu zaman, güven olduğu zaman huzur olduğu zaman herkes önünü gördüğü zaman aynı trafikte olduğu gibi daha süratli gidiyor. Yol puslu, sisli olduğu zaman hız yapabilir misiniz, sağlıklı siyaset yapabilir misiniz. Türkiye 1 metre önünü göremeyen bir ülkeden bu gün 15-20 yıl vade ile kredi veren bir ülkeye döndü. Yani bankalar kredi veren kuruluşlar 20 yıl sonrasını görüp ona göre riskleri satın alıp vatandaşına kredi kullandırabiliyor. Baktığımızda Türkiye’nin büyüme dönemlerine hep güçlü iktidarlarda büyümüş. Atatürk dönemi büyük bir ivme dönemi, Menderes dönemi büyük bir ivme dönemi, Özal dönemi büyük bir ivme dönemi. Ak Parti dönemi, Tayyip Erdoğan dönemi büyük bir ivme dönemi. Her açıdan büyük ülkemiz, ama koalisyonların olduğu dönemlere baktığımızda büyük fatura ödeme dönemi." ifadelerini kullandı.