(Özel Haber) Balıkesirli Kuzenlerin Katili 5 Yıldır Bulunamıyor

Balıkesir‘in Savaştepe ilçesi Karacalar köyünde okula giderken kaybolup, 44 gün sonra cesetleri bulunan 10 yaşındaki kuzenler Büşra ve Tuğçe‘nin katilleri 5 yıl geçmesine rağmen hala bulunamadı.

Kayseri‘de 2 yıl önce ortadan kaybolan 3 çocuğun katilleri hummalı bir çalışma sonucu yakalanırken, Balıkesir‘de okula giderken aniden kaybolan ve 44 gün sonra hunharca katledilmiş halde bulunan Büşra ve Tuğçe isimli kuzenlerin katil ya da katilleri ise aradan 5 yıl geçmesine rağmen hala yakalanamadı. Savaştepe ilçesine bağlı Karacalar köyünde birbirleriyle akraba olan Yıldırım ve Karabacak ailelerinin 10 yaşındaki kızları Tuğçe Yıldırım ile Büşra Karabacak, 21 Mart 2006 Salı günü öğle tatilinde

geldikleri evlerinden tekrar okula giderken ortadan kayboldu. Karacalar köyü Mustafa Kangal İlköğretim Okulu 4-B sınıfında okuyan, aynı sırada oturan, okula gidiş-dönüşte de birbirlerinden ayrılmayan kuzenler, en son köy ile okulu ayıran Balıkesir-Savaştepe karayolunun 100 metre yakınında görüldü. Savaştepe İlçe Jandarma Komutanlığı‘nın raporu üzerine Balıkesir İl Jandarma Komutanlığı‘nca Tuğçe ve Büşra‘nın fotoğrafları ile kimlik bilgileri, tüm il ve ilçelerdeki jandarma ve emniyet birimlerine iletildi.

Öte yandan jandarma ekipleri, Balıkesir‘e giriş-çıkış yapan yabancı plakalı tüm araçları tek tek incelemeye aldı. Bununla ilgili polis kameralarından faydalanıldı, olay öncesi ve sonrası tüm kayıtlar incelendi fakat sonuç alınamadı. Günler geçmesine rağmen haber alınamayan kayıp çocuklar için herkes seferber oldu. Valilik olaya el koydu, jandarma ve polis geniş çaplı araştırma başlattı. Özel eğitimli köpekleriyle iz takip timleri eşliğinde köy etrafındaki 5 kilometrelik alanda her yer didik arandı ancak

günler süren bu çabalar da sonuçsuz kaldı. Dönemin Balıkesir Valisi Selahattin Hatipoğlu, kısa sürede sonuca varmayı ümit ederek çocukları sağ salim bulmak için idari ve adli soruşturma başlattı. 100 kişilik jandarma ekibi ile başka illerden gelen köpekli iz takip timlerinin çalışmaları sonuç alınamayınca durduruldu. Jandarmaya teknik destek yardımında bulunan Emniyet Müdürlüğü‘nde de kayıp çocuk olayıyla alakalı özel bir ekip oluşturuldu. Her türlü ihtimalin değerlendirildiği çalışmaların hiçbiri olumlu

veya olumsuz neticelenmedi.

Dönemin İl Jandarma Komutanı Kurmay Albay Alaattin Katı, olayın gerçekleştiği saatten yaklaşık 6.5 saat sonra jandarmaya ihbar geldiğini, bu zamanın ciddi bir kayıp olduğunu ancak her şeye rağmen çocukları mutlaka bulup ailelerine teslim edeceklerinin sözünü vermişti. Olayın ardından ülke çapında toplumdan büyük tepkiler geldi. Vali Hatipoğlu‘nun tüm okullarda uygulanmak üzere hazırladığı bir genelge Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından merkez ve ilçelerdeki tüm okullara gönderilerek uygulamaya konuldu.

Buna göre ilk ve orta dereceli okullarda okula gelmediği tespit edilen öğrenciler hemen okul idaresine bildirilerek, anında ailelerine telefon açılarak bilgi verilecekti. Balıkesir‘deki bu uygulama, Milli Eğitim Bakanlığı‘nca model kabul edilerek tüm illerde hayata geçirildi.

Öğleden sonra sınıfta ve okulda olmadıkları tespit edildiği halde ailelerine haber verilmeyen öğrencilerin kayboldukları ise saat 16.00‘dan sonra anlaşıldı. Ulusal ve yerel tüm medya kuruluşlarının günlerce süren yayınlarıyla gündeme taşıdığı olay, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan‘ın da dikkatini çekti. Başbakan Erdoğan, kayıp kuzenlerin bulunmasıyla ilgili valilikten bilgi alıp olayın üzerine gidilmesi için bizzat talimat verirken, Balıkesir ziyaretinde de acılı ailelerle görüşüp onlara katil ya da

katillerin bulunması için her şeyin yapılacağını söyledi. Olay tarihinden bugüne Balıkesir‘de dördüncü vali göreve başlarken, görev yapan savcılar ve jandarma komutanları değişti da değişti.

DNA DA ÇÖZEMEDİ

Tuğçe Yıldırım ve Büşra Karabacak isimli kuzenlerle ilgili otopsi raporunda çocukların üzerlerindeki önlüklerinin bağıyla boğularak öldürüldükleri tespit edilmişti. Yaşarken birbirlerinden hiç ayrılmayan iki kuzenin bedenleri parçalandığı için aynı tabuta konularak köy mezarlığında yan yana gömülmüştü. Tarifsiz acı yaşayan aileler, köyden uzak olan okulun köy içine alınarak başka olayların önüne geçilmesini istemişti. Fakat okul binasının olduğu yerde yenilenmesinden başka bir tasarruf yapılmadı.

Katledilen çocukların ailelerinin gönüllü olarak avukatlığını üstlenen Antalya Barosu‘na kayıtlı avukat İbrahim Erenci de çocukların rüyalarına girdiğini, katillerin mutlaka bulunması gerektiğini söyledi. Bu canavarca katliamı yapan kişilerin bulunmasına yardım edenlere, kimlikleri gizli kalmak kaydıyla yüklü miktarda para ödülü vereceklerini açıklayan Avukat Erenci, ödülün hala geçerli olduğunu belirtiyor.

Olayı en ayrı detaylarıyla inceleyen Balıkesir İl Jandarma Komutanlığı ile Savaştepe İlçe Jandarma Komutanlığı‘nın çalışmaları, Adli Tıp‘taki otopsi incelemesinden alınan yeni bir sonuca göre önemli aşama kazandı. Yetkililer katillerin yakalanmasının an meselesi olduğunu belirtirken, öldürülen çocuklardan birinin tırnakları arasında bir erkeğe ait olduğu kesinleşen doku parçaları bulundu. Bunun üzerine başta Karacalar köyü ve civarında çok sayıda kişiden kan örnekleri alındı. Ancak DNA testleri de katil

ya da katillerle ilgili bir ipucu vermedi. Köy mezarlığında yan yana toprağa verilen Tuğçe ve Büşra‘nın kabirlerine asılan Türk bayrağı ise ailelerin katiller bulunmadan indirmeme kararı üzerine hala duruyor. Dönemin jandarma komutanı, eldeki bulguların cinayetin 2 kişi tarafından işlendiğini gösterdiğini ve çalışmalarının da bu doğrultuda olduğunu açıklarken, katillerin mutlaka yakalanacağını bildirmişti.

AİLELERİ ACI İÇİNDE

Öte yandan, geçtiğimiz aylarda Savaştepe Karacalar‘daki Karabacak ve Yıldırım aileleri özel bir televizyon kanalında çıktıkları ve günlerce kaldıkları programda zaman zaman birbirlerini suçladılar. Aileler yıllardır dinmeyen acılarının katillerin yakalanmasıyla bir nebze olsun hafifleyeceğini belirterek, güvenlik güçlerinin katil ya da katilleri bulup yakalamalarını istediler. Olayın 4. yılında konuşan Büşra‘nın babası Mustafa Karabacak, "Sizler de anne babasınız, bu yavrularımızın cinayeti faili meçhul

kalmasın, cinayetin aydınlanmasını istiyoruz. Hiçbir çalışma sonuç vermedi. Bu çocuklar bizim namusumuzdur diye sözler verildi, tutulmasını istiyoruz. Şu an katiller elini sallaya sallaya geziyor. Televizyonlarda binlerce faili meçhul cinayet aydınlandı, şu iki yavrumuzun cinayeti aydınlatılamadı. Çocuklar geriye gelmeyecek fakat katil veya katillerin yakalanıp yüce adalete teslim edilmesini istiyorum" demişti.

Karabacak, 5. yılda da aynı sözleri tekrarladı. Çocukların aileleri Hanife-Mustafa Karabacak ve Ayşe-Yüksel Yıldırım, devlet büyüklerinden başsağlığı değil, evlatlarının katillerin bulunmasını istediklerini söylediler.

AMCADAN DÜŞÜNDÜRÜCÜ SÖZLER

Karacalar köyünde ikamet Tuğçe‘nin amcası olan Halit Y. (77), cinayetin dördüncü yılında köyde olayla alakalı araştırma yapan İHA muhabirine şok iddialarda bulunmuştu. Evinin yeğeni Tuğçe ve Büşra‘nın okula gittiği yolun üzerinde olduğunu anlatan Halit Y., "Olay günü öğle saatinde çocuklar buradan geçmediler, köyün içinde kaldılar. Anası babası çalışmayınca katiller bulunmaz, kabahat anne ve babasında, başka kimsede değil. Onlar nasıl olduğunu biliyorlar" demişti. Bu sözleriyle akıllarda soru işaretleri

oluşturan Halit Y. kendinden emin olarak sarf ettiği sözlerinin arkasında olduğunu belirtti. Tuğçe‘nin amcası Halit Y., "O Yıldırım‘lar var ya onlar. Öyle kurnaz ki onlar. Yaktılar çocukları. En son görülüp kayboldukları yerden köyün içine girmişler. Gören var mı bilmiyorum, muhakkak vardır ama söylemiyorlar. Yola çıkıp da arabayla kaçırıldıkları söylentileri, hepsi yalan. Köyün içine gittiler onlar. Oradaki adamları sıkıştıracaksın, karşısında komşular var, ötekiler var. Bu işte kesin köyden birilerinin

parmağı var, olmaz olur mu? Anasını, babasını sıkı tutsunlar, başka çare yok. Adamın umurunda bile değil, çocuklar kaybolmuş, kesilmiş. Ev yaptırmalar, bahçe yapmak, forslu gezmeler, alem keyfinde. Hiç umurunda değil. Çocuğu kaybolan anne, babalar nasıl koşturup arıyorlar? Ben öz amcasıyım onların, hiç çabaları yok. O çocuklar köyün içinden çıkmadı, kimin evine alındılarsa sonra bir gece alıp götürdüler" diyerek olaya farklı bir boyut kazandırmıştı.

HERON VEYA UYDU GÖRÜNTÜLERİ ÇÖZEBİLİR Mİ?

Katledilen kuzenlerden Büşra‘nın babası Mustafa Karabacak, olay tarihinde uzaydan çekilen bir görüntünün olduğunu iddia etmişti. O dönemlerde Amerika‘nın Kuzey Irak‘taki terörist noktaları tespitle alakalı insansız casus uçaklar Heron‘ların Amerika‘dan getirilip test uçuşları yaptığını, ayrıca Amerika‘dan alınan uzay görüntülerinin oldulğunu, görüntülerde havanın bulutlu olması sebebiyle çekilemediğinin söylendiğini fakat buna inanmadıklarını, çünkü olay günü bölgenin günlük güneşlik şekilde çok açık

olduğunu, 20 derece sıcaklık olduğunu belirtmişti. Uydu görüntüleriyle alakalı kendilerine doğru bilgi verilmediğini ileri sürün Mustafa Karabacak, "Amerika‘dan uzay görüntüsü istedik dediler ama havada bulut olduğu için çekememiş dediler, yalan. Bulut dahi yoktu havada. Uydu barajı almış, köy çıkmamış" diyerek uydu kayıtlarının bulunup incelenmesini istemişti. Ancak bununla da alakalı bir gelişmenin olmadığı belirtildi.

JANDARMA ARALIKSIZ ÇALIŞIYOR

Olay tarihinden bugüne kadar İl Jandarma Komutanlığı‘nda komuta kademesi dördüncü defa değişirken, Balıkesir‘in yeni İl Jandarma Komutanı Kurmay Albay Gürcan Sercan, Savaştepe ilçesindeki kuzenlerin katledilmesiyle ilgili dosyayı incelediğini, konunun üzerinde hassasiyetle durduklarını, Başbakan Erdoğan‘ın da haberdar olduğu olay üzerinde tekrar çalışmaya başladıkların bildirmişti. Kurmay Albay Sercan, ellerinde bulunan bazı ipuçlarından söz etmiş, en önemlisinin ise DNA örneği olduğunu, çocuklardan

birinin tırnakları arasında ele geçirilen doku örneğinin eşleştirilmesine çalışıldığını ifade etmişti. Ancak, bugüne kadar bu doku örneğinden alınan DNA örneği ile yüzlerce kişiden alınan kan numunelerindeki DNA örnekleri örtüşmedi. Katil ya da katillerin bulunması için zincirin bir halkası hala eksik. İl Jandarma Komutanlığı‘ndaki özel ekip ise bu halkayı tamamlamak için yoğun bir şekilde çaba sarf ediyor.

Savaştepe Cumhuriyet Savcılığı‘nca yürütülen soruşturma kapsamında Büşra ve Tuğçe‘nin katledildiği cinayetlerin aydınlatılması için bütün teknik imkanların kullanıldığı bildirildi. Olayla ilgili bugüne kadar 5 bine yakın araç incelenirken, durumundan şüphe edilenlerin sorgulamasından da bir sonuç alınamadı. Jandarma ekiplerinin durumlarını şüpheli bulduğu 300 civarında şahsın ifadelerine başvurulurken, emniyet birimlerine yapılan bütün ihbarlar da değerlendirildi. Olayın başından itibaren Balıkesir İl

Jandarma Komutanlığı‘nca oluşturulan özel çalışma grubunun faili meçhul cinayetin aydınlanması için yaptığı çalışmalar ise aralıksız olarak devam ediyor.

Kaynak: İHA