2010'da Birleşme Ve Satın Almalara Enerji Özelleştirmeleri Yön Verdi

Deloitte'un analizine göre, Türkiye'de birleşme ve satın almalar, sessiz geçen 2009 yılının ardından enerji sektöründeki özelleştirmeler ve özel sektördeki birkaç dev işlem ile rekora koştu.

Deloitte Türkiye, "2010 Yılı Birleşme ve Satın Almalar Raporu"nu yayınladı. Türkiye'deki birleşme ve satın alma ortamının 2010 yılındaki genel görünümünü kapsamlı bir şekilde ortaya koyan rapora göre, Türkiye'de birleşme ve satın almalar, sessiz geçen 2009 yılını hem sayı hem de hacim olarak katladı. 2010'da, toplam değeri 29 milyar dolar olan 203 işlem gerçekleşirken bir önceki yıla göre işlem adedi iki kat; işlem hacmi ise beş kat arttı.
35 işlem ile toplamda 14,6 milyar dolarlık bir hacim yaratan özelleştirmeler, toplam işlem hacminin yarısına tekabül ediyor. Özelleştirmelerin önemli bir bölümünü, elektrik dağıtım şirketleri ile küçük kapasiteli hidroelektrik santral portföyleri oluşturdu.
2011 yılı, yıllardır devam eden elektrik dağıtım şirketleri özelleştirme sürecinin son durağı oldu. Türkiye'nin 11 farklı bölgesinin elektrik dağıtım haklarına sahip 11 şirket, toplam 12,3 milyar dolar karşılığında Türk yatırımcılara satıldı. Başkent Doğalgaz dağıtım şirketi ise 1,2 milyar dolar karşılığında özelleştirildi.
İspanyol BBVA'nın Garanti Bankası'na 5,8 milyar dolar ödeyerek ortak olduğu işlem tek başına toplam işlem hacminin yüzde 20'sine tekabül etti ve son on yılın en büyük özel sektör işlemi oldu.
Özelleştirmeler ve Garanti Bankası işlemi hariç tutulduğunda, ortalama işlem tutarı 50 milyon dolar seviyesindeydi. Bu, küçük ve orta ölçekli şirketlerin yer aldığı dilimde en fazla hareketliliğin yaşandığına işaret ediyor. Büyük ölçekli işlemler bir elin parmaklarını geçmedi.
10,5 milyar dolarlık bir işlem hacmine rağmen, yabancı yatırımcıların toplam işlem hacmindeki payı yalnızca yüzde 36 oldu. Yabancı yatırımcıların payının azalmasındaki birinci neden, geçmiş yıllarda Türk şirketlerine yoğun ilgi gösteren AB ekonomilerinin global finansal krizde ciddi yara almış olmasıydı. İkinci neden ise, Türk yatırımcıların büyük ölçekli özelleştirme işlemlerinde kabaran iştahı oldu.
2009 yılını oldukça sessiz geçiren finansal yatırımcıların, 2010 yılında aktif olduğu gözlendi. Toplam hacmi 850 milyon doları bulan 24 işleme imza atan özel sermaye fonları; sağlık, eğlence ile gıda ve içecek sektörlerine ilgi gösterdi. Bazı finansal yatırımcıların yatırımlarda birlikte hareket ettiği gözlemlenirken, birkaç finansal yatırımcının da portföylerinde bulunan şirketlerden çıkış yaptığı görüldü.
Birleşme ve satın almalar açısından, hareketli bir yılı geride bırakırken, geleceğe ilişkin beklentiler, bu hareketliliğin artarak devam edeceğini gösteriyor. Özelleştirmelerin, 2011 yılında da iz bırakacak seviyede olması bekleniyor.

TÜRKİYE 2011'DE YATIRIMCILAR İÇİN EN AVANTAJLI PAZAR
Deloitte Türkiye Kurumsal Finansman Ortağı Başak Vardar konuyla ilgili açıklamasında, "2011'e girerken Türkiye artık tüm yatırımcılar tarafından, yatırım yapılabilir bir pazar olmaktan ziyade, yatırım yapılması gereken bir pazar olarak algılanır olmuştur. Bugün ilk defa, genel seçimler yerli ve yabancı yatırımcılar tarafından bir risk olarak görülmemektedir. Bunların sonucu olarak, 2011 çok hareketli bir yıl olacak. Yalnız, özelleştirmeler yine belirleyici rol oynayacaktır" dedi.
Deloitte'un "2010 Yılı Birleşme ve Satın Almalar Raporu"na göre, önümüzdeki dönemde birleşme ve satın almalar açısından enerji, sağlık, ilaç, perakende, medya, eğitim ve otomotiv yan sanayi öne çıkan sektörler olacak. 2011 yılının gündeminde yine birçok özelleştirme projesi yer alıyor. İDO, İGDAŞ, elektrik üretim portföyleri, köprü ve otoyollar, Galataport, Milli Piyango gibi önemli sayıda proje sıra bekliyor.
Finansal yatırımcılar 2010'a göre çok daha fazla yatırım yapacaklar. Ayrıca, ikincil satışlar görülecek. Herkesin Türkiye'ye yatırım yapma sevdası, değerlemeleri yukarı itecek. Çarpanlar kriz öncesi seviyelere geri dönecek.
2011'in birleşme ve satın almalar anlamında yüksek hacimli bir yıl olması beklenmekle birlikte, özelleştirme sürecinin başarılı bir şekilde yürümesi bunun en önemli belirleyicisi olacağı düşünülüyor. Ayrıca, yabancı yatırımcılar Türkiye'nin büyüme potansiyeline can-ı gönülden inanmakla birlikte; cari açık, bütçe açığı, hane halkı borçlanması, TL'nin değeri gibi makro verileri yakından takip etmekteler. 2011 yılı birleşme ve satın almalar hacmi, özelleştirmelerin sağlıklı bir şekilde yürümesi kaydıyla, 20
milyar dolar seviyesinin üzerine çıkacak.