Kardemir'de 2011 Hedefleri

Karabük Demir ve Çelik İşletmeleri (KARDEMİR) A

Kardemir'de 2011 Hedefleri
Karabük Demir ve Çelik İşletmeleri (KARDEMİR) A.Ş. Genel Müdürü Fadıl Demir, 2011 yılını çelikhane yılı ilan ettiklerini söyleyerek, "Yatırımlarımız tamamlandığında üretim kapasitesi iki milyon tona çıkacak" dedi.
Fadıl Demirel, gazetecilere yaptığı açıklamada, yaşanan zorluklara rağmen fabrikalarının üretim kapasitesinin bir önceki yılın üzerinde seyrettiğini söyledi. Yüksek fırınlarının kapasitesi 2009 yılında bir milyon 75 bin iken 2010'da bir milyon 125 bin tona çıkarıldığını bildiren Demirel, şöyle konuştu: ''2010 Mayısında başladığımız yüksek fırın montajı ile her yönüyle Türk mühendislerinin emeğinin olduğu ve fabrikamızın destek almadan düşük maliyetle yaptığı Sinter Fabrikası da 2011 Şubat ayında
tamamlanacak. Bu yatırımlar sonunda fabrikamızın demir üretim kısmı bir milyon 800 bin ton üretim kapasitesine çıkmış oldu. 2011 yılında çelikhanenin kapasitesini 2 milyon tona çıkaracağız. 2011 yılını Çelikhane yılı ilan ediyoruz. Geçen aralık ayında yüksek fırınlar ve çelikhanede, tarihinde olmadığı kadar üretim rekorları kırdık. İnşallah bu ay çelikhane 113 bin ton civarında üretim yapacak. Burada geçen ay 101 bin ton üretim yapılabilmiş. 2010 senesinde aylık 96 ton yani yüzde 18'e varan bir aylık rekor
kırılmıştır. Bu rekorlar, fabrikanın bütün birimleri ve işçilerinin ortak çalışmasıyla sağlanmıştır.''
RAKİPSİZ YOLUNA DEVAM EDİYOR
2011 ve 2012 yılları geçildiğinde KARDEMİR'in ciddi anlamda bazı konularda rakipsiz ve örnek olacağını da belirten Fadıl Demirel, sözlerine şöyle devam etti: ''Gerçekten bazı ürettiğimiz ürünlerimiz Türkiye'de bizden başka kimse tarafından üretilemiyor. TCDD'nin yegane ray üreticisi biziz. TDDY hızlı tren rayları da dahil biz üretiyoruz. Sadece Türkiye'nin değil bölgenin de tek üretici konumundayız. Türk Cumhuriyetleri, Arap ve Kuzey Afrika ülkelerini de içine alan bölgede sadece biz ray üretebiliyoruz.
Çok modern bir haddehanesi ile ağır ve orta ağırlıktaki profilleri üretebilen bir kuruluşuz. En büyük avantajımız, cevherden gelen üretim ve kalite gücüne sahip olmak."
KARDEMİR'in cevherden gelen üretim ve kalite gücüyle adeta rakipsiz şekilde yoluna devam ettiğini anlatan Demirel, şunları söyledi: "Enerjisini dışarıdan almayan fabrika haline geliyoruz. Enerjimizi kendimiz üretmek için yapımı devam eden 23 MW gücünde hidroelektrik santral (HES) satın aldık. HES tamamlandığında ve bacalarımızdan çıkan gazları da yakarak elde ettiğimiz elektrik kapasitemiz 112.5 MW olacak. Bunun 70 MW'ını kendimiz tüketeceğiz, geri kalanını satacağız. Bunun yanında 2.5 milyon ton
kapasiteli sinter fabrikamız tamamlandığında Anadolu'nun düşük hammadde maliyetli, enerjisini dışarıdan almadan, katma değeri yüksek, ray, profil, kalın yuvarlaklar üreteceğiz. Üç ay içerisinde bütün ofislerimizdeki yazışmalar otomasyona geçecek."
BURASI ÖZEL SEKTÖRDÜR
KARDEMİR'de 2010 yılında sendikal bir mücadelenin yaşandığı ve bu süreçte can sıkıcı hadiselerin meydana geldiğini de anımsatan Demirel, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bu mücadele, çalışanlarımız için geride kaldı. Dayanışma içerisinde yolumuza devam edeceğiz. KARDEMİR hem ilimiz hem de ülkemiz için çok önemlidir. Biz tepeden tabana kadar ve tabandan tepeye kadar bu dayanışmayı kardeşliği birlikte götüreceğiz. Kesinlikle çalışanlarımızın baş tacı olduğu bir yerdeyiz. Fabrika bizim gözbebeğimiz,
çalışanlarımız da baş tacıdır. Burada hiçbir şekilde taraf yoktur. Kaytaran, işine gücüne bakmayan, istirahat alan, bir şekilde fabrikayı 'geliver gidiver' gibi gören insanların, emek sarf ederek alın teri dökenlerin hakkının yenilmesine izin verilmeyeceğini bilmesi lazım. Ayak uydurmayanların da eleminasyonu doğru bir yöntemdir."
ÇALIŞANLARIMIZI SEVİYORUZ
Burasının özel sektör olduğunu belirten Demirel, sözlerini şöyle tamamladı: "Özel sektör anlayışına gitmek zorundadır. Bizim bir telefonla bir yerden para getirtecek ettiğimiz bir zararı karşılayacak şansımız yok. Üretecek kapının önüne koyacağız, onu satacağız, onunla ancak ayakta dururuz. Bunun dışında hiçbir şekilde kar verim maliyet dengeleri üzerine kurulmayan bir fabrika özel sektörde yaşayamaz geleceği olamaz. Biz de bunu yönetmek zorundayız. Biz yönetirken elimizdeki donelere verilere bakarak
fabrikayı yönetiyoruz. Hobilerimize, zevklerimize, heyecanlarımıza göre yapmıyoruz. Nasıl bir doktor önüne gelen hastayı ızdırapta olsa bağırsa da çağırsa da mecburen hoşuna gitmese de acı şurubu verir iğne vurur, gerekiyorsa neşter vurur. Biz de yöneticiler olarak böyle yapmak zorundayız. Eğer şahsi duygularımızı hobilerimize bu işe katarsak bu fabrikaya iyi yönetemeyiz. Bize lütfen bu gözle bakın. Eğer bir şey varsa bunu bu fabrikanın iyiliği ve selameti için yapıyoruz. Biz çalışanlarımızı seviyoruz. O
yüzden çalışanlarımızla bütünleşerek yolumuza devam ediyoruz. Biz çelikçiyiz, hep beraberiz gönül birliği içindeyiz bu birliktelikte de çok şey başaracağız. Unutmayın burası KARDEMİR ve Türk demir çeliğin ilk doğduğu yer. 1937 yılında olduğu gibi Karabük, çeliğin yaşadığı, çelikle anılan şehir olacak. Bu kimliği öldürmeyeceğiz. Kim ne derse desin insanlar gelip geçici ama bu şirket ilelebet yaşayacak."
(YE-HO-Y)