Meclis İnsan Hakları Komisyonu, Tekel İşçilerine Müdahaleden Eski Ankara Valisi Önal Ve Emniyet Müdürü Özdemir'i Sorumlu Tuttu

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, Sıhhiye'de Tekel işçilerine yapılan polis müdahalesi sırasında yaşananlardan eski Ankara Valisi Kemal Önal ve Ankara Emniyet Müdürü Orhan Özdemir'i sorumlu tuttu

  TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu , Sıhhiye ' de Tekel işçilerine yapılan polis müdahalesi sırasında yaşananlardan eski Ankara Valisi Kemal Önal ve Ankara Emniyet Müdürü Orhan Özdemir ' i sorumlu tuttu . Hazırlanan raporda Önal ve Özdemir hakkında gerekli hukuki işlemlerin başlatılması istendi .
Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesinde oluşturulan alt komisyon , 17 Aralık 2009 tarihinde Ankara Sıhhiye Meydanında toplanan Tekel işçilerinin dağıtılması sırasında polisin zor kullanma yetkisinin aşılıp aşılmadığıyla ilgili incelemesini tamamladı . Bazı CHP milletvekillerinin de biber gazına maruz kaldığı müdahaleyle ilgili yapılan incelemenin ardından hazırlanan rapor , bugünkü Komisyon toplantısında ele alınarak kabul edildi .
Alt komisyon , polis müdahalesine maruz kalan milletvekillerini , dönemin Ankara Valisi Kemal Önal ile Ankara Emniyet Müdürü Orhan Özdemir ' i ve sendika temsilcilerini de dinleyerek hazırladığı raporda Anayasa ' nın 34 . maddesinde , ' Herkes , önceden izin almadan , silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir ' ifadesine yer verdi .
Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının ancak , milli güvenlik , kamu düzeni , suç işlenmesinin önlenmesi , genel sağlığın ve genel ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla ve kanunla sınırlanabileceğine işaret edilen raporda , polisin meşru savunma hakkının kullanılması kapsamında , bedeni kuvvet ve maddi güç kullanarak etkisiz hale getiremediği direniş karşısında , bu direnişi kırmak amacıyla ve kıracak ölçüde silah kullanmaya yetkili olduğu vurgulandı .
Raporda , " Ankara Sıhhiye meydanında meydana gelen olaylarda göstericilerin herhangi bir bildirimde bulunmadan ve kanunen belirlenmiş olan toplantı ve gösteri yürüyüşü yapılacak yerler ve meydanların dışında toplantı ve gösteri yürüyüşü yapılması toplantının kanuna aykırı olduğu ile polisin görevini yerine getirirken göstericilerin dağılmayarak direniş gösterdikleri ve polisin zor kullanma yetkisinin doğduğunu kabul etmek gerekecektir . Ancak burada tartışılması gereken konu , kolluğun bu yetkisini
kullanırken bu yetkiyi kanunun verdiği ve aradığı şartlar içinde kullanıp kullanmadığıdır . Komisyonumuz da incelemesinde ağırlıklı olarak buna dikkat etmeye çalışmış ve bu konuya yoğunlaşmıştır . İnceleme ve değerlendirme bölümünde yer alan ve ifadelerine başvurulan gerek kamu görevlilerinin , gerekse milletvekillerinin ve TEKGIDA-İŞ Sendikası Genel Başkanının ifadeleri birlikte değerlendirildiğinde Ankara Valisi Önal ' ın Alt Komisyonumuza vermiş olduğu ifadesinde mitingin bu kadar uzun süreli olacağının
tahmin edilip edilmediğine ilişkin olarak , bu kadar uzun olacağını tahmin etmediklerini , bunun Ankara ' da bir ilk olduğunu belirtmesi ve İl Emniyet Müdürü Orhan Özdemir ' in Sendikanın kararlı olduğunu bildiklerini , lakin hava koşulları nedeniyle ve çoluk çocuk , kadın , kız dayanamazlar şeklinde de bir öngörülerinin bulunduğunu söylemesi idarenin söz konusu eylemin nereye varacağını kestiremediğinin , bu konuda yaklaşan krizin sinyallerinin fark edilemediğinin bir işaretidir " denildi .
Çetin Soysal ve diğer milletvekillerinin Sıhhiye Meydanında bulunduğunun , orada bulunan ve göstericilerin dağıtılması emrini uygulayacak polislerin başındaki kolluk amirleri ve onlardan her an meydan ile ilgili bilgileri almakta olan Vali Kemal Önal ile Emniyet Müdürü Orhan Özdemir tarafından bilindiğini kaydedilen raporda , kanunsuz toplantı ve gösteri yürüyüşünün dağıtılması emrini veren Kemal Önal ve bu emri uygulama görevi olan Özdemir ' in alanda milletvekillerinin olduğunu bilmesine karşın bu emri
verdikleri ve emrin uygulanmasını istedikleri kaydedildi . Milletvekillerinin alanda oldukları bir zamanda müdahale edilmesi sonucunda Çetin Soysal ' a yapılan gaz sıkma olayının Alt Komisyonda olan milletvekillerince , Çetin Soysal ' ın hem kendi temsil ettiği kişiliği itibarıyla , hem de TBMM üyesi sıfatıyla TBMM ' nin tamamına bir hakaret olarak algılandığı bildirilen raporda , " Kolluğun kanunsuz gösterileri dağıtmak için kanunun kendisine tanıdığı zor kullanma yetkisini kullanması şüphesiz bir ihtiyaçtır ancak
sınırsız değildir . Zor kullanma yetkisi kullanılırken polisin görevini yaparken direnişle karşılaşması , bu direnişi kırmak amacıyla bu yetkisini kullanması ve bu direnişi kıracak ölçüde kullanması gerekir . Yani kullanılan güç hem orantılı olmalı hem de amaçlanan hedefle orantılı olarak ölçülülük içinde olmalıdır . Oysa olay yeri görüntülerinden de görüleceği gibi polislerin Çetin Soysal başta olmak üzere milletvekillerine ve eylemcilere yönelik olarak kullandıkları maddi gücün ' orantılılık ' ve ' ölçülülük '
olduğunu söylemek mümkün değildir . Polislerin göstericileri etkisiz hale getirmesine yönelik görüntülerde , Çetin Soysal ve diğer Milletvekillerinin kaçmaya ve direnmeye yönelik bir davranışının olmamasına karşın , polisin doğrudan Milletvekili Çetin Soysal ' a ve diğer göstericilere karşı kullandıkları göz yaşartıcı gazın miktarı ve kullanım şekli , kanunun verdiği zor kullanma yetkisinin sınırları içinde olmayıp , bu yetkinin aşılmasıdır " ifadelerine yer verildi .
Polislerin alanda bulunan milletvekillerine ve göstericilere karşı , aşırı ve orantısız güç kullanması şeklinde Türkiye ' yi dünya kamuoyu önünde de zor duruma sokacak davranışlarda bulunmalarının önüne geçilmesi gerektiği belirtilen raporun sonuç bölümünde ise şu değerlendirme yapıldı :
" Sonuç olarak gerek olayların başlangıcı olan Sendikanın eylem kararı ve sonuç alıncaya kadar Ankara ' yı terk etmeyeceği ifadelerinin bulunduğu 7 Aralık 2009 tarihl basın açıklaması , gerekse 15 ve 16 Aralık 2009 tarihindeki eylemlerin açıkça kanuna aykırı toplantı ve gösteriler olmasına karşın göstericilere bu günlerde müdahale edilip dağıtılmamaları , bunun yerine küçük grupların Sıhhiye meydanında toplanmalarının sağlanması ve 17 Aralık 2009 tarihinde de daha önceki günlerde kendilerine müdahale
edilmemesinden dolayı cesaretlenen göstericilere ve onlara destek vermek için alanda oldukları bilinen Milletvekillerine müdahale edilmesi sonucunda yukarıda bahsedilen olumsuzluklara neden olan ve yönetim ile denetim yetki ve görevinde ihmal ve kusuru olan Ankara eski Valisi Kemal Önal ve Ankara Emniyet Müdürü Orhan Özdemir başta olmak üzere olaylarda ihmal ve kusuru bulunanlar hakkında gerekli hukuki işlemler ilgili mevzuat gereğince başlatılmalı ve sonucundan komisyonumuz bilgilendirilmelidir . "