Saakaşvili'den Rusya'ya görüşelim çağrısı

Kazakistan'ın başkenti Astana'da gerçekleşen Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) zirvesinde Rusya ile Gürcistan arasındaki sorunlar damgasın

Kazakistan'ın başkenti Astana'da gerçekleşen Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) zirvesinde Rusya ile Gürcistan arasındaki sorunlar damgasını vurdu. Rusya Devlet Başkanı Dmitri Medvedev'le, Gürcistan Cumhurbaşkanı Mihail Saakaşvili, Ağustos 2008 savaşının ardından ilk kez bir zirve çatısı altında bir araya geldi.

Saakaşvili zirvede yaptığı konuşmada Moskova ile barışçıl bir diyalog kurmaya hazır olduklarını ve Güney Osetya sorununu çözmek istediklerini belirtti. Rusya ile çatışma değil, tam bir diyalog istediklerini kaydeden Gürcü lider, "AGİT, NATO, AB ve ABD'ye Rusya ile ön koşulsuz görüşmelere hazır olduğumuza dair taleplerimizi ilettik. Burada yeniden Rusya yönetimini ciddi görüşmelere davet ediyoruz" çağrısı yaptı.

Gürcistan Cumhurbaşkanı 23 Kasım'da Avrupa Parlamentosu'nda yaptığı konuşmada da toprak bütünlüğünü yeniden sağlamak için güç kullanmayacağı yönünde bir deklarasyon açıklamıştı.

RUSYA'DAN AGİT ZİRVESİNDE GÜRCİSTAN TEPKİSİ

Moskova ise Tiflis'in çağrılarına henüz olumlu bir karşılık vermiş değil. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov 'Gürcistan çatışması' şeklinde bir ifadenin AGİT sonuç bildirisinde yer almasına tepki gösterdi. Cenevre görüşmelerini desteklediklerini kaydeden Lavrov, bir kısım batılı ortakların 'Gürcistan'da çatışma' tanımlamasına katılmadıklarını kaydetti.

Gürcistan'ın karşısında Güney Osetya ve Abhazya'nın eşit olarak taraf olduğunu savunan Lavrov, "Cenevre görüşmelerinde Rusya, Gürcistan, AB, ABD, BM ve AGİT temsilcilikleri ile beraber Abhazya ve Güney Osetya'da ye alıyor. Gürcistan'ın eski topraklarını kapsayacak bir toprak bütünlüğü konusunda herhangi bir problem yok" dedi.

Rusya iki ayrılıkçı bölgenin bağımsızlıklarını tanırken, Tiflis topraklarının yüzde 20'sinin işgal altında olduğunu savunuyor. 500 bin kişinin yerlerinden göç etmek zorunda kaldığını hatırlatan Tiflis yönetimi, işgal edilen bir ülke olmalarına rağmen kendilerinin barış çağrısı yapmasını anlamlı buluyor.