Yeni yılın ilk eylemini ulusalcılar yaptı
Ukrayna milliyetçisi Stepan Bandera, doğumunun 101. yıldönümünde anıldı.
Yılın ilk eylemine katılan ulusalcılar, büyük bir Ukrayna bayrağı açarak ellerinde meşaleler ile yürüdü.
1 Ocak akşamı saat 18:00'de Ukrayna Milli kahramanı Taras Şevçenko'nun heykeli önünde toplanan ulusalcılar, ellerindeki meşaleler ile bir zamanlar turuncu devrimin yapıldığı ve halen yeni yıl kutlamalarının devam ettiği Bağımsızlık Meydanı'na yöneldi.
Sovyetler Birliğine karşı silahlı direnişte bulunan UPA Ordusunun siyah kırmızı renklerden oluşan bayraklarını da taşıyan ulusalcı gurup, hayatlarını bağımsız Ukrayna için kaybedenleri de andı.
Özgürlük (Svoboda) Hareketi Kiev Şehri Yetkilisi Andrey Mohnik yaptığı açıklamada; "Özgürlük savaşçımız Stepan Bandera'nın 101'inci doğum yıldönümünü kutlamak için bir araya geldik. Stepan Bandera bir milletin sembolü olarak adını tarihe yazdı. Bandera yanlıları Ukrayna'yı işgal etmek isteyen; Polonya, Alman ve Moskof kuvvetlerine karşı direndi. Sadece ulusalcılar vatanını hak ettiği yere çıkartmak ister. Ukrayna büyük bir devlet ve biz hak ettiği yere çıkartacağız" dedi.
Ülke genelinde yeni yılın ilk gününde eylemlere katılan ulusalcıların başkent Kiev'deki eylemelerinde komünistler ile ulusalcılar arasında arbede çıkmaması için polis ulusalcıları abluka altında tuttu. Slogan atan kalabalık, taşkınlık yapmamaları yönünde sık sık uyarıldı. Eksi 4 derecede dondurucu soğukta ellerinde meşalelerle ısınan ulusalcılar saat 20:00 sıralarında sessiz bir şekilde dağıldı.
Ukrayna Nasyonalisti Stepan Bandera 50 yaşında iken, Almanya'nın Münih kentinde 15 Ekim 1959'da Rus İstihbarat Servisi KGB'nin ajanı Bogdan Staşinskiy tarafından özel bir silahla siyanür enjekte edilerek öldürülmüştü.
Söz konusu suikast Londra'da 2006 yılı kasımında eski KGB ve Rus Federal Güvenlik Servisi ajanı Albay Aleksandr Litvinenko'nun zehirlenerek öldürülmesi akabinde konuşan Rusya Dış İstihbarat Servisi(SVR) sözcüsü Sergey İvanov tarafından ilk kez resmen itiraf edilmişti. SVR Sözcüsü İvanov, Ukraynalı milliyetçilerin lideri Stepan Bandera'nın 1959 yılında öldürülmesinin ardından servisin hiçbir cinayet olayına karışmadığını bildirmişti.
1 Ocak akşamı saat 18:00'de Ukrayna Milli kahramanı Taras Şevçenko'nun heykeli önünde toplanan ulusalcılar, ellerindeki meşaleler ile bir zamanlar turuncu devrimin yapıldığı ve halen yeni yıl kutlamalarının devam ettiği Bağımsızlık Meydanı'na yöneldi.
Sovyetler Birliğine karşı silahlı direnişte bulunan UPA Ordusunun siyah kırmızı renklerden oluşan bayraklarını da taşıyan ulusalcı gurup, hayatlarını bağımsız Ukrayna için kaybedenleri de andı.
Özgürlük (Svoboda) Hareketi Kiev Şehri Yetkilisi Andrey Mohnik yaptığı açıklamada; "Özgürlük savaşçımız Stepan Bandera'nın 101'inci doğum yıldönümünü kutlamak için bir araya geldik. Stepan Bandera bir milletin sembolü olarak adını tarihe yazdı. Bandera yanlıları Ukrayna'yı işgal etmek isteyen; Polonya, Alman ve Moskof kuvvetlerine karşı direndi. Sadece ulusalcılar vatanını hak ettiği yere çıkartmak ister. Ukrayna büyük bir devlet ve biz hak ettiği yere çıkartacağız" dedi.
Ülke genelinde yeni yılın ilk gününde eylemlere katılan ulusalcıların başkent Kiev'deki eylemelerinde komünistler ile ulusalcılar arasında arbede çıkmaması için polis ulusalcıları abluka altında tuttu. Slogan atan kalabalık, taşkınlık yapmamaları yönünde sık sık uyarıldı. Eksi 4 derecede dondurucu soğukta ellerinde meşalelerle ısınan ulusalcılar saat 20:00 sıralarında sessiz bir şekilde dağıldı.
Ukrayna Nasyonalisti Stepan Bandera 50 yaşında iken, Almanya'nın Münih kentinde 15 Ekim 1959'da Rus İstihbarat Servisi KGB'nin ajanı Bogdan Staşinskiy tarafından özel bir silahla siyanür enjekte edilerek öldürülmüştü.
Söz konusu suikast Londra'da 2006 yılı kasımında eski KGB ve Rus Federal Güvenlik Servisi ajanı Albay Aleksandr Litvinenko'nun zehirlenerek öldürülmesi akabinde konuşan Rusya Dış İstihbarat Servisi(SVR) sözcüsü Sergey İvanov tarafından ilk kez resmen itiraf edilmişti. SVR Sözcüsü İvanov, Ukraynalı milliyetçilerin lideri Stepan Bandera'nın 1959 yılında öldürülmesinin ardından servisin hiçbir cinayet olayına karışmadığını bildirmişti.