'Hortumu tutan bağı gevşettim'

İstanbul Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde kan kanseri tedavisi gören ve solunum cihazına bağlı olarak yaşayan Meryem Topçu'nun ailesi ötenazi uygulayarak kızlarının ölümüne neden olduğu iddia edildi.

23 Ekim'de 'akut lokoz' teşhisiyle Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne yatırılan ve solunum cihazına bağlı olarak yaşatılan 22 yaşındaki Meryem Topçu'nun ölümüne sebebiyet verdikleri gerekçesiyle eşi, iki kız kardeşi ve anne Şükriye İ gözaltına alındı. Kızının başından hiç ayrılmadığını sürekli elini ve ayaklarını  öptüğünü belirten anne Şükriye İ.; " Rahat etsin diye boğazına giren hortumu tutan bağı gevşettim. Onu rahat ettirmeye çalışıyordum” dedi.


HASTANIN MORARDIĞINI GÖRÜNCE KONTROL ETTİK
Doktorlar ise “İçeri girdiğimizde annesi Kuran-ı Kerim okuyordu. Teyzesi ayakta duruyordu. Hastanın morardığını görünce kontrol ettik. Öldüğünü anladık. Solunum sağlayan ventilatör cihazının hortumunu tutan kurdelenin çözüldüğünü görünce durumu polise bildirdik” dedi.

Soruşturmayı yürüten Asayiş Şube Müdürlüğü, Cinayet Büro Amirliği polislerinin belirlemesine göre Meryem Topçu (22) 2005 yılında tekstil işçisi olan eşi ile evlendi. Bu evlilikten 1 kız dünyaya getirdi. Ancak eklem ağrıları ve cildinde morarmalar yüzünden 2007 yılında hastaneye başvurdu. Meryem Topçu’ya uzun süre teşhis konulamadı. Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nden Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edilen Meryem Topçu’ya kan kanseri teşhisi kondu.

Hastanede bir süre tedavi gören Meryem Topçu daha sonra evine gönderildi. Meryem Topçu, aylık rutin kontrollere çağırıldı. Bir süre sonra tekrar fenalaşan Meryem Topçu hastanede 3 ay daha tedavi gördü. Tedavinin ardından tekrar evine gönderildi. Ancak Meryem Topçu'nun sağlığı git gide kötüleşti. Bir hafta önce iyicene ağırlaşınca yeniden hastaneye kaldırıldı. Geçen Perşembe saat 01.00 sıralarında fenalaşan Meryem Topçu’ya doktorların müdahale etti. Ancak Meryem Topçu'nun saat 08.00’de kalbinin durduğunu belirlendi.

Doktorların yoğun çabası sonucu tekrar hayata döndürülen Meryem Topçu, Acil Dahili'de müşahedeye alındı. Kalp ritimi ölçen cihaz ile solunum sağlayan ventilatör cihazına bağlandı. Solunum cihazı hortumunun 25-30 cm uzunluğunda bölümü Meryem Topçu'nun ciğerlerine kadar sokuldu. Hortum, çıkmaması için bir sargı bezi ile kafasına arkasına bağlandı.

CENAZEMİZ VAR
Bu arada doktorların yoğun müdahalesi sürerken aile üyelerinin kızlarının öldüğünü sanarak yakınlarını “Cenazemiz var” diyerek hastaneye çağırdı. Aile üyeleri hastaneye koştu. Toplanan kalabalık öldü sandıkları Meryem Topçu'nun cenazesini almak için güvenlik görevlileri ile tartıştı. Meryem Topçu'nun ölmediğini anlaşılınca gerginlikte bitti.

Doktorların yarım saat arayla kontrol ettiği Meryem Topçu’nun saat 15.45'te morardığı tespit edildi. Bu gelişme üzerine doktorlar tekrar müdahale etti. Ancak Meryem Topçu bu sefer hayata döndürülemedi. Doktorlar solunum sağlayan vantilatörün hortumunu tutan bezin çözüldüğünü görünce durumdan şüphelendi.Sabah saatlerinde personelle yaşanan gerginliğin ardından hastanede ailenin genç kadını götürmek için öldürdüğü dedikodusu yayıldı. Bunun üzerine hastane yetkilileri durumu şüpheli ölüm olarak polise bildirerek yardım istedi.

Asayiş Şube Müdürlüğü tarafından olaydan sonra başlatılan soruşturmada savcılık talimatıyla 13 kişi gözaltına alındı. Bu kişilerden 9’u serbest bırakıldı. Meryem Topçu'nun babası Mehmet Emin İ.(45), annesi Şükriye İ.(45), teyzeleri Gülen İ. (37) ile Zübeyde T. (43) gözaltına alındı. Şüpheliler, kasten adam öldürmek iddiasıyla Şişli Adliyesi'ne gönderildi. İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü de ötenazi iddiaları ile ilgili olarak soruşturma başlatıldığı yazılı açıklaması yaptı. Meryem Topçu, Gaziosmanpaşa'daki Esentepe Merkez Camii'nde ikindi vakti kılınan cenaze namazının ardından Habibler'deki Yayla Mezarlığı'nda toprağa verildi. Meryem Topçu'nun yakınları öfkeli oldukları gazetecilerin cenaze törenini izlemesine izin vermedi.

AKRABALARI KONUŞTU

Meryem Topçu’nun arabası Halit İsi, "Olay bizim içeride olmadığımız esnada olmuş. Madem fişi çekildi orada kamera yok muydu. Kimse kafasına göre bunu yapmaz, ne yapılacaksa doktorlar yapar. Hastanın beyin ölümü gerçekleşmiş, solunum ünitesine bağlı yaşıyordu. Güvenlikçilerle bir tartışma oldu dışarıda ondan sonra bu olaydan haberimiz oldu. Hastane mi bunu yaptı, bize mi yüklemeye çalışıyorlar bilmiyoruz. Biz fişin yerini de bilmiyoruz ki. Tartışma da güvenlikçiler bizimkileri hastaneden dışarı çıkarmak isteyince çıkmış, sözlü tartışma" dedi.

Cemil İsi, "Öğleden sonra 4 ile 4 buçuk arasında kargaşa oldu. Bizim bir şeyden haberimiz yok. Bize bilgi verilmedi. Bizi hastaneden kalabalık olduğumuz için dışarı çıkardılar. Hastamız 1 senedir bununla uğraşıyordu. Doktorlar bize tıbben yapılacak bir şey yok, isterseniz fişini çekebilir dediler biz kabul etmedik. Bunu nasıl kabul edelim ki o bizden bir candı" diye konuştu.