Herşeye rağmen annesinin katilini arıyor
Iğdır'da, komşusuna gitmek için çıktığı evine bir daha dönmeyen ve 27 Aralık 2008'de 50 bıçak darbesiyle öldürülmüş olarak cesedi bulunan Ziver Karakuş'un 17 yaşındaki kızı, aldığı ölüm tehditlerine rağmen annesinin katilini arıyor.
Iğdır'da 8 çocuk annesi Ziver Karakuş (37), geçtiğimiz yılbaşına 4 gün kala komşusuna gitmek için çıktığı evine bir daha dönmedi. 4 gün boyunca her yerde aranan Karakuş'un cesedi 27 Aralık 2008'de tek katlı boş bir evin çatı katında elleri ve ayaklarından bağlanmış şekilde bulundu. Olay yerinde yapılan ilk incelemede Ziver Karakuş'un 18 ayrı cisimle 50 bıçak darbesi aldığı ortaya çıktı. Olayın ardından birinci derecede şüpheli baba Süleyman Karakuş ve yeğeni Gökhan Karakuş, 4 ay cezaevinde kaldıktan sonra serbest bırakıldı. Üzerinden yaklaşık 11 ay geçmesine rağmen iddianamesi tamamlanamayan cinayet soruşturmasıyla ilgili gizlilik kararı alındı.
Annesinin katilinin bulunması için yetkililerden yardım istemek için dayısı Zahir Karakuş ile birlikte İstanbul'a gelen Pınar Karakuş, ölüm tehditleri aldığını iddia etti. Annesinin ölümünden babasını sorumlu tutan Pınar Karakuş, annesinin kaybolduğu gece polise haber vermeyen babasının bir gün sonra harekete geçtiğini öne sürdü. Pınar Karakuş, "Annem komşuların dediğine göre saat 18.30 civarlarında komşularından çıkıyor fakat eve gelmiyor. Babam saat 21.30 civarlarında eve geliyor. Gelip evde çocuklara 'Anneniz nerde?' diye sormuyor. Aramıyor. Çocuklara 'uyuyun' diye ısrar ediyor. 'Neden hala bu saatte uyumadınız?' diyor. Çocuklar da 'Sabah okula gideceğiz. Ödevlerimiz var.' diyor. Çocukları uyutmaya çalışıyor. İkide bir pencereyi açıp perdeden dışarı bırakıyormuş. Babam 23.00'da iş yerinin aracına binip nöbete gidiyor. Saat 23.00'a kadar annemin nerede olduğunu hiç sormuyor." şeklinde konuştu.
Babasının, annesinin kaybolmasını umursamadığını anlatan Pınar Karakuş, "O senin 8 çocuğunun annesiydi. Annem 3 gün kayboldu, 4. gün boş bir evin çatısında 57 kez bıçaklanarak öldürülmüş halde bulundu. Ellerini bağlamışlardı. Babam hastaneye götürdüler ve cesedi teşhis etmesini istediler. Babam ise annemin yüzünü görmeden hemen "Evet evet" dedi. Gözlerinden bir damla yaş bile akmadı. 'Benim şekerim var dayanamam' dedi. Sen nasıl dayanamazsın? Senin eşin yüzünü görmeden nasıl 'bu benim eşim' diyorsun. Belki değildi, belki başkasıydı. Hiç merak etmedi, hiç sormadı." ifadelerini kullandı.
"ANNEM DAYIMIN KATİLİNİ ARADIĞI İÇİN ÖLDÜRÜLDÜ"
Babası Süleyman Karakuş'un sürekli olarak annesini dövdüğünü ve annesinin de iki kez boşanma davası açtığını ancak 8 çocuğu yüzünden vazgeçmek zorunda kaldığını belirten acılı evlat Pınar Karakuş, "Benim dayım öldürülmüştü. Dayım da aynen öyle vahşice öldürülmüştü. O sırada benim dayımın cinayetinde babamın adı da geçiyordu. Annem de hep 'ben arayacağım ve kardeşimin katilini bulacağım' diyordu. Annem arayıp soruşturuyor. Birkaç kişi 'senin kocanın da işin içinde eli var.' diyor. Annem de babama gelip soruyor. O sırada babam susuyor. Annem bir delil bulmuş olabilir. Belki onun için annemi yok etmiştir. " diye konuştu.
Annesinin delici ve kesici aletlerle 57 kez bıçaklandığını dile getiren Pınar Karakuş, "Annem ya bir şey biliyordu, söyletmek istediler. Ya da bir şey yaptırmak istediler. " dedi.
"MÜNEVVER'İN TIRNAKLARININ ARASINDA ÇIKAN DOKUDAN KATİL BULUNDU, BİZDE NEDEN BULUNMUYOR"
Savcılığın yürüttüğü soruşturma dosyasının üzerinde gizlilik kararı olduğu için bilgi edinemediklerini söyleyen genç kız, ancak Adli Tıp raporundan çıkan sonuçta annesinin tırnak arasında baba tarafına ait bir kan dokusu çıktığını ileri sürdü. "Biz de baba tarafımın tamamından kan ve saç dokularının alınmasını ve test yapılmasını istedik. Polis de bize 'hemen, hepsini alamayız' diye cevap verdi. Neden almadılar? Neden araştırmadılar?"
Münevver Karabulut cinayetinde tırnak arasından elde edilen kan ve doku izlerinden katilin bulunduğunu söyleyen Pınar Karakuş, annesinin cinayetine de aynı ilginin gösterilmesini istedi. Karakuş şöyle konuştu: "Münevver Karabulut cinayetinin üzerinde nasıl duruyorlarsa, benim annemin cinayetinin de üzerinde dursunlar. Sonuçta iki kardeşim annemin öldüğünü bilmiyorlar. Ben evdeyken yanıma gelip, 'abla sen hep annem gelecek diyorsun, niçin gelmiyor?' diye soruyorlar. Ben onlara 'İstanbul'da teyzemlerde kalıyor' diyorum. Okula giden kardeşim ağlayarak geliyor. 'Niçin ağlıyorsun?' dediğimde, okulda bana 'Senin annen öldürmüşler. Sen annesizsin' diyorlar. Bu sizin da anneniz olabilirdi. Annem ardında 8 çocuk bırakıp gitti. Ne olursunuz çıkarsınlar. Ben devlete güveniyorum. Mutlaka çıkacak. O Münevver'in katili çıktıysa, Onun nasıl üzerinde durdularsa benim annemin de üzerinde durmalarını istiyorum. Çıkacak. Mutlaka çıksın. Artık dayanamıyorum."
"ANNEM RÜYAMA GİRİP 'KATİLİMİ BULUN' DİYOR"
Annesinin ölümünden sonra mezarına gittiklerinde kendileri ağlarken babasının bir kenarda beklediğini söyleyen Pınar Karakuş, artık annesinin mezarına bile gidemediğini ifade etti. Annesinin defalarca rüyasına girdiğini ve kendisine "Neden sahip çıkmıyorsunuz?" dediğini belirten Karakuş, "Ben oraya gittiğimde dayanamıyorum. Sanki bana annem niye geldin? Benim katilimi bulmadan niye geldin? diyor. Ben birkaç kez rüyamda gördüm. 'Neden sahip çıkmıyorsunuz? neden benim katilimi bulmuyorsunuz?' diyordu. Ben orada anneme söz verdim. O katileri bulup daha sonra oraya gideceğim. Katili bulmadan bir daha oraya gitmeyeceğim."
"DAYISI ZAHİR KARAKUŞ, BAŞBAKAN'DAN YARDIM İSTEDİ"
Münevver Karabulut'un katil zanlısının yakalandığını hatırlatan dayı Zahir Karakuş da yeğeni gibi kardeşinin tırnak aralarından çıkan kan ve doku örneklerinden katilin kimliğinin bulunmasını istedi. Cinayetin çözülmemesi halinde olayın kan davasına dönüşebileceği uyarısında bulunan Zahir Karakuş, Başbakan Erdoğan'ndan yardım istedi. Başbakan Erdoğan'ın her türlü yolsuzluğun üzerine cesaretle gittiğini dile getiren Zahir Karakuş, kardeşinin cenazesine de el atmasını istedi. Dayı Zahir Karakuş, "Sayın Başbakanımdan rica ediyorum. Başbakanım bir dünya lideridir. O lider bütün yolsuzlukların üzerine giden çok cesaretli bir Başbakandır. Iğdır ücra bir yerdik. Buraya da bir el atsın. Kan davası bizim kaderimiz olmasın. Bizim olayın failleri bulunursa biz kan davası neden yapalım? Başbakanımıza rica ediyorum. Başbakanımıza çok saygı duyuyoruz. Bu olayın da üzerine gitsin. Doğuda yaşanan böyle şeyler var. Onlara da el atılsın."